İngilizce - Türkçe İltica Terimleri
0-9
İçindekiler |
---|
0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı |
- 1951 Convention relating to the Status of refugees: 1951 Tarihli Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşme (1951 UN Refugee convention: 1951 BM Mülteci Sözleşmesi)
- 1961 Convention on the Reduction of Statelessness: Vatansızlığın Azaltılmasına İlişkin 1961 Sözleşmesi
- 1967 New York Protocol: 1967 New York Protokolü
A
İçindekiler |
---|
0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı |
- abatement of an action: davanın düşmesi
- abetting a crime: suça yataklık etmek
- abduction: insan kaçırma
- absence of a public hearing: duruşmanın alenî yapılmaması
- absolutely necessary: mutlak biçimde zorunlu
- absolute rights: mutlak haklar
- absorption: benimsemek, benimsetmek, uyum sağlamak, toplum tarafından kabul edilmek
- abuse: istismar, suiistimal
- abuse of the right of petition dilekçe hakkının kötüye kullanılması
- accede: kabul etmek
- accelerated procedures: hızlandırılmış usuller, hızlandırılmış prosedür
- access to court mahkemeye erişim
- access to information bilgiye erişim
- access to relevant files ilgili dosyalara erişim
- accessibility erişilebilirlik
- Accession Partnership Document (APD): Katılım ortaklığı belgesi
- accord: anlaşma
- acculturation: kültürel uyum
- acquittal at first instance ilk derece mahkemesinde beraat
- Acquis of the EU in the field of Justice and Home Affairs: Adalet ve İç İşleri Alanında AB Müktesebatı
- Acquis of the Union and its Member States: AB ve AB Üye Devletleri için Geçerli Olan Müktesebat
- action for damages uğranılan zarar için dava açmak
- Action on the Rights of Children: Çocuk Haklarına İlişkin Eylem
- adequate facilities yeterli kolaylıklar
- adequate time yeterli zaman
- adjourn the case davayı ertelemek
- adjudication: karar verme/hüküm
- adjudicator: karar mercii
- admission:kabul, girme müsaadesi, bir ülkeye kabul
- administrative detention idari gözaltı
- administrative practice idari uygulama
- administrative proceedings idari davalar
- admissibility criteria kabul edilirlik/edilebilirlik kriteri
- admissible/ility/decision kabul edilir/lik kararı,
- admit (evidence) (delil) kabul etmek
- adoption: evlat edinme, benimseme, karar verme
- adoption of a judgment (mahkemenin) bir kararı vermesi/kabulü
- adversarial trial/adversarial hearing tarafların hazır olduğu duruşma
- additional (annexed) protocol: katma protokol
- adultery:zina
- affidavit of support: destek beyannamesi
- after conviction mahkumiyet sonrası
- age of criminal responsibility cezaî sorumluluk yaşı
- aggravating factors: ağırlaştırıcı etkenler
- agreement: anlaşma
- aim amaç
- aiding a crime: suça yataklık etmek
- alien: yabancı, yabancı uyruklu
- alienate temlik
- allegation iddia, itham, isnat
- allowance tazminat
- alternative civil service alternatif sivil hizmet
- allocation: yer tayini
- amnesia: bellek kaybı
- Amnesty International: Uluslararası Af Örgütü
- amount to persecution: zulüm teşkil etmek
- appeal on a point of law yasal bir sorun temelinde temyiz
- appellant temyiz eden/temyize giden
- applicability uygulanabilirlik
- applicable provisions uygulanabilir hükümler
- applicant: başvuru sahibi
- application for release from detention tutulmanın/gözaltının sona ermesi için başvuru
- apprehension tutuklama
- applicant’s circumstances: başvuru sahibinin içinde bulunduğu durum
- apprehend: gözaltına almak, alıkoymak, tutuklamak
- arrival: varış
- arbitrary: keyfi
- arbitrariness keyfî/haksız eylem/işlem
- arbitrary action keyfi hareket
- arbitrary arrest/detention keyfi yakalama/gözaltına alma
- arbitrary deprivation of liberty özgürlüğün keyfî biçimde kısıtlanması
- arguable claim (belli delillerle) savunulabilir iddia
- arrest yakalama, tutuklama
- arrest warrant tutuklama/yakalama emri
- assault: saldırı, taciz
- Association for Solidarity with Refugees: Mültecilerle Dayanışma Derneği (Mülteci-Der)
- Association of Solidarity with Asylum Seekers and Migrants (ASAM): Sığınmacı ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD)
- assimilation: asimilasyon
- asylum:sığınma, iltica
- asylum claim: sığınma talebi
- asylum policy: sığınma politikası, iltica politikası
- asylum request: sığınma talebi
- asylum seeker: Sığınmacı, ilticacı, sığınma başvurusu yapan
- at stake: tehlikede, şansa bağlı
- attribute: atfetmek
- await: gözetim
- award compensation/ damages tazminat vermek/tazminata hükmetmek
B
İçindekiler |
---|
0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı |
- back-ground paper: bilgi notu
- bailiff: mübaşir
- basic criminal court: ceza mahkemesi
- benefit of the doubt: şüphenin başvuru sahibi lehine yorumlanması
- best practices: en iyi uygulamalar
- bilateral (agreement) : ikili (anlaşma)
- biased: taraflı
- bill of indictment: iddianame
- biometrics: biyometrik
- binding judgement: bağlayıcı karar
- birth certificate: doğum belgesi
- bogus asylum seeker: sahte sığınmacı
- border control: sınır kontrolü
- bona fide (Latince): iyi niyet
- bona fide applicant: iyi niyetli başvuru sahibi
- bona fide refugees: iyi niyetli mülteciler, bona fide mülteciler, gerçek mülteciler
- bondage: esaret
- bonded labour: borçlandırarak çalıştırma
- brain drain: beyin göçü
- brain gain: beyin gücü kazanım
- bringing before competent (legal) authority: yetkili (yasal) makama sunmak
- buffer zone: tampon bölge
- burden of proof: ispat yükümlülüğü
- burden sharing: yük paylaşımı
C
İçindekiler |
---|
0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı |
- capacity building: kapasite oluşturmak
- carrier liability: taşıyıcı(nın) sorumluluğu
- caseload: dosya yükü
- cautionary decision: tedbir kararı
- certificate of identity: kimlik belgesi
- cessation: sona ermek, mülteci statüsünün sona ermesi
- cessation clause: mülteci statüsünün sona erdirilmesine ilişkin hükümler
- chain deportation: zincirleme sınır dışı
- checkpoint: kontrol noktası
- child: çocuk
- child adoption: çocuk evlat edinme
- child exploitation: çocuklara yönelik sömürü/istismar
- child labour: çocuk işçiliği
- circular migration: dairesel göç
- circumstantial or personal details: ikincil ya da kişisel detaylar
- claim: ifade, talep, iddia
- clandestine migration: gizli göç
- coercion: zorlama
- commentary: yorum
- Commission: Komisyon
- Commission Decision: Komisyon Kararı
- Commission Directive: Komisyon Direktifi
- Commission proposal: Komisyon tasarısı
- Commission Recommendation: Komisyon Tavsiye Kararı
- Commission Regulation: Komisyon Tüzüğü
- Commissioner: Komisyon üyesi, komiser
- Common European asylum and immigration policies: Ortak Avrupa İltica ve Göç politikaları
- Common European Asylum System (CEAS): Ortak Avrupa İltica Sistemi
- common minimum standards: ortak asgari standartlar
- common territory: ortak topraklar
- Community Law: Topluluk Hukuku (Avrupa)
- companion: kılavuz kitap, yoldaş, eşlik eden
- complementary forms of protection: tamamlayıcı koruma çeşitleri
- concerted action: ortak eylem
- Conclusion on Countries in which there is generally no serious risk of persecution: Genel olarak ciddi bir zulüm riskinin bulunmadığı ülkeler hakkında karar
- Conclusion on Registration of Refugees and Asylum Seekers: Mültecilerin ve Sığınmacıların Kayıt Edilmesine dair karar
- confiscation: el koyma
- conscientious objection: Vicdani ret
- conscientious objector: Vicdani retçi
- constitution: anayasa
- constitute safe country of origin: güvenli menşe ülke teşkil etmek
- Constitutional Court: Anayasa Mahkemesi
- consular functions: konsolosluk işlemleri
- consular officers: konsolosluk memurları
- consular protection: konsolosluk koruması
- contracting countries: taraf devletler
- contractual obligations: akitten (sözleşmeden) doğan yükümlülükler
- contravene (something): uyuşmamak, çatışmak
- covenant: akit, anlaşma
- Convention determining the state responsible for examining applications for asylum lodged in one of the member states of the European communities: Avrupa topluluğu üye devletlerinin birinde yapılan iltica başvurularına incelemekle sorumlu devletin belirlenmesine yönelik sözleşme
- Convention on the Elimination of All Forms of Discrimination Against Women (CEDAW): Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılmasına dair Sözleşme
- convention refugees: sözleşme mültecileri, devletçe tanınan mülteciler
- Cooperation Framework Agreement: İşbirliği Çerçeve Anlaşması
- corrode: aşındırmak, çürütmek
- cosmetic: göstermelik
- Council of Ministers: Bakanlar Konseyi
- Council Resolution on Minimum Guarantees for Asylum Procedures: İltica Prosedürünün Asgari Teminatlarına İlişkin Konsey Kararı
- counterfeiting: sahtecilik
- country in which a person is habitually resident: bir kişinin ikamet ettiği ülke
- country of destination: Hedef ülke, Varış ülkesi
- country of emigration: Göç veren ülke
- country of first asylum: ilk iltica veya sığınma ülkesi
- country of origin: menşe ülke
- country operation plans: ülke operasyon planları
- court of peace: sulh ceza mahkemesi
- credibility: inanılırlık
- credibility assessment: inandırıcılığın değerlendirilmesi
- criminal court of first instance: İlk derece ceza mahkemesi, asliye ceza mahkemesi
- criminal court of peace: sulh mahkemesi
- cultural orientation: kültürel oryantasyon
- custodial prison: nezarethane
- custody: vesayet, velayet
- customary international law: uluslararası teamül hukuku
- customary law: teamül hukuku
D
İçindekiler |
---|
0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı |
- de facto (latince): gerçekte (fiilen) var olan
- de facto partner: de facto eş
- de facto protection: de facto koruma
- de facto statelessness:
- de facto refugees: fiilen mülteciler, de facto mülteciler
- debt bondage: borç esareti
- deception: kandırmak, yanıltma, aldatma
- Declaration of States Parties: Taraf Devletler Beyannamesi
- decree law: kanun hükmünde kararname
- defendant: davalı
- degrading treatment: küçük düşürücü muamele
- dejure (latince): hak olarak ya da hukuken mevcut olan
- dejure recognition: hukuken tanınma
- deliberate deception or abuse of asylum procedures: iltica prosedürlerinde kasıtlı hile ya da ihlal
- dependent: bakmakla yükümlü olduğu kişi
- deport: sınır dışı etme
- deportation: sınır dışı etme
- derivative applicant: ikincil başvuru sahibi
- derogation: aykırılık, istisnai uygulama
- destination country: Varış ülkesi, Hedef ülke
- detain: tutma, göz altına alma
- detention: gözaltı, gözetim altı
- detention house/center: gözaltı merkezi
- determination: belirleme
- determining authority: belirleyici merci
- deterrent: caydırıcı
- diaspora: diaspora
- diplomatic asylum: diplomatik iltica
- diplomatic protection: diplomatik koruma
- discrimination: ayrımcılık
- disembarkation: karaya çıkarma
- displaced: yerinden edilmiş
- dispose of: kurtulmak
- documented migrant: kayıtlı/belgeli göçmen
- documented migrant worker: kayıtlı/belgeli göçmen işçi
- domestic remedies are exhausted: iç hukuk yolu tükenmiş
- domestic violence: aile içi şiddet
- domicile: ikametgah, daimi ikametgah yeri
- draft office: askerlik şubesi
- drafter: taslağı hazırlayan kişiler
- due process: adil yargılama süreci
- Dublin Convention: Dublin Sözleşmesi
- durable solutions: kalıcı çözümler
E
İçindekiler |
---|
0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı |
- economic migrant: ekonomik göçmen
- eligibility: (mülteci statüsüne) uygunluk
- Emergency legislation Acil Durum Mevzuatı
- emigration : muhaceret
- encouraging a crime: suça yataklık etmek
- entry stamp: giriş damgası
- environmental migrant: çevresel göçmen
- environmental refugee: çevresel mülteci, iklim mültecisi
- epitome: somut örnek
- epitomize: somut örneği olmak
- escort: refakatçi
- EU Acquis on asylum: AB İltica Müktesebatı
- EU Justice and Home Affairs Commission: AB Adalet ve İçişleri Komisyonu
- EURODAC Convention: EURODAC Sözleşmesi
- European Convention for the Protection of Human Rights and Fundamental Freedoms: İnsan Hakları ve Temel özgürlüklerin korunmasına ilişin Avrupa Sözleşmesi (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi) (AİHS)
- European Court of Human Rights (ECHR): Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)
- European Court of Justice (ECJ): Avrupa Adalet Divanı
- European Police Office: Avrupa Polis Bürosu
- European Refugee Fund: Avrupa Mülteci Fonu
- ex officio remedy: resen çözüm
- exacerbate: ağırlaştırmak, kötüleştirmek
- examination, appeal and review of applications: Başvuruların incelenmesi, temyizi ve yeniden gözden geçirilmesi
- examine an application in substance: başvurunun dayanağına ilişkin incelenmesi
- exchange: mübadele
- exclusion clause: mülteci statüsü dışında bırakan hükümler
- EXCOM (the executive committee) : Yürütme Komitesi (EXCOM)
- exhaustion of local remedies: yerel çözümlerin tüketilmesi
- exit visa: çıkış vizesi
- expel: sınır dışı etmek
- exploitation: istismar, suiistimal
- expulsion: sınır dışı etme
- expulsion order: sınır dışı etme emri
- external border management: dış sınır yönetimi
- external processing of asylum seekers: sığınmacıların dışarıda değerlendirilmesi
- extradite: iade
- extradition: suçluların iadesi
- extra-procedural cases: prosedür dışı dosyalar
F
İçindekiler |
---|
0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı |
- facilitator: kolaylaştırıcı, angaje eden
- facilitated migration: kolaylaştırılmış göç
- false document: sahte belge
- family reunification: aile birleştirmesi
- family members: aile üyeleri
- family unity and reunification: aile birliği ve aile birleştirmesi
- female genital mutilation: kız çocuklarının sünneti
- file charges: suç ithamı
- first asylum principle: ilk sığınma ilkesi
- flee: kaçmak
- forced displacement: zorla yerinden edilme
- forced labour: zorla çalıştırmak
- forced military service: zorla askerlik yapmak
- forced prostitution: zorla fuhuş
- forced prostitution or sexual exploitation: zorla alıkoyarak fuhuş ya da cinsel istismar
- forcible return: zorla dönüş
- foreigners department: yabancılar şubesi
- forged documents: sahte dokümanlar
- forgery: sahtecilik
- fraud: hile
- fraudulent documents: sahte dokümanlar
- freedom for expression, conscious and religion: düşünce, vicdan ve din özgürlüğü
- freedom of movement: hareket özgürlüğü/dolaşım serbestisi
- front line area assembly: ileri toplama merkezi
G
İçindekiler |
---|
0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı |
- gender: toplumsal cinsiyet
- gender based persecution: toplumsal cinsiyete dayalı zulüm
- General Directorate of Security: Emniyet Genel Müdürlüğü
- Geneva Refugee Convention: Cenevre Mülteci Sözleşmesi (Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin 1951 Sözleşmesi)
- genuine and stable marriage: gerçek ve istikrarlı evlilik
- geographic limitation: coğrafi çekince, coğrafi sınırlama
- geographic reservation: coğrafi çekince, coğrafi sınırlama
- gestate: gebe olmak
- gestation: gebelik
- global consultations: küresel istişareler
- good will: iyi niyet
- granting refugee status: mülteci statüsünün verilmesi
- grounds of inadmissibility: kabul edilmeme nedenleri
- group determination: grup olarak mülteci statüsü belirleme
- guardian: vasi
- guardian by nature: veli
- guardianship: vesayet, velayet
- guesthouse: misafirhane
- guideline: kılavuz ilke
H
İçindekiler |
---|
0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı |
- habeas corpus (Latince): Alıkoyma veya tutmanın yasallığının mahkemece incelenmesi, ihzar emri
- hearing: duruşma
- Helsinki Citizens Assembly (hCa):Helsinki Yurttaşlar Derneği (hYd)
- High Commissioner: Yüksek Komiser
- High Level Working Group: Üst Düzey Çalışma Grubu
- host community: ev sahibi toplum
- host country: ev sahibi ülke
- host third country: ev sahibi üçüncü ülke
- Human Resource Development Foundation: İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı
- human rights: insan hakları
- Human Rights Agenda Association (HRAA): İnsan Hakları Gündemi Derneği (İHGD)
- Human Rights Association (HRA): İnsan Hakları Derneği (İHD)
- human smuggling: insan kaçakçılığı
- human trafficking: insan ticareti
- humanitarian principles: insancıl ilkeler
- humanitarian law: insancıl hukuk
- humanitarian clause: insani yardıma ilişkin madde
- humanitarian partners: insani ortaklar, insani yardım temin eden ortaklar
I
İçindekiler |
---|
0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı |
- identity document: kimlik belgesi
- illegal employment: yasadışı çalışma
- illegal entry: yasadışı giriş
- illegal immigrants: yasadışı göçmen
- immigration: göç
- immigrant: göçmen
- immigration officer: göçmen işleri yetkilisi
- immigration status: göçmen statüsü
- immigration zone: göç bölgesi
- impending expulsion measure: inceleme aşamasında olan sınır dışı etme kararı
- implementing measure: uygulama tedbiri
- implementing provisions: uygulama hükümleri
- in the best interest of children: çocuğun yüksek yararına
- inalienable: devredilemez
- inclusion clause: mülteci statüsü kazanılmasına ilişkin hükümler
- independent claimant (IC): başvuru sahibi
- independent review authority: bağımsız gözden geçirme mercii
- individual cases: münferit (bireysel) dosya
- individual determination procedure: münferit belirleme prosedürü
- individuals fleeing from their country: kendi ülkesinden kaçan bireyler
- individuals suffering persecution:
- individual migration: bireysel göç
- injunction: ihtiyati tedbir
- influx: kitlesel akın
- information campaign: bilgilendirme kampanyası
- inhuman treatment: gayri insani muamele
- inland camps: ülke içi kamplar
- instrument: belge, araç
- integration: entegrasyon
- intention: kasıt
- interception: durdurma, müdahale etme
- intergovernmental organizations: hükümetler arası kuruluşlar (örgütler)
- internal displacement: ülkesinde yerinden edilme
- internal flight alternative: dahili kaçış alternatifi
- internal migration: iç göç
- internally displaced persons (IDPs): ülkesinde yerinden edilmiş kişiler (IDP)
- international criminal law: uluslararası ceza hukuku
- international protection: uluslararası koruma
- international refugee law: uluslararası mülteci hukuku
- interview: görüşme
- International Catholic Migration commission (ICMC): Uluslararası Katolik Muhacerat (Göç) Örgütü
- International Criminal Court: Uluslararası Ceza Mahkemesi
- International Organization for Migration (IOM): Uluslararası Göç Örgütü
- International Refugee Organization (IRO): Uluslararası Mülteci Örgütü
- investigation judge: tetkik hakimi
- involuntary repatriation: istek dışı geri dönüş
- irregular migrant: düzensiz göçmen
- irregular migration: düzensiz göç
- irregular movers: düzensiz yer değiştirenler
- irregular or secondary movements: düzensiz ya da ikincil hareketler
J
İçindekiler |
---|
0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı |
- Joint Actions: Ortak Eylemler
- judicial and extrajudicial documents: hukuki ve hukuki olmayan dokümanlar
- judicial courts: yargı mahkemeleri
- judicial review: mahkeme kararı
- judicial stage: yargı yolu
- jurisdiction: yargı yetkisi
- jurisprudence: içtihat
- jus cogens (latince): Münferit tarafların iradesine bakılmaksızın, bağlayıcılığı bakımından mutlak olan hukuk kuralı.
- Justice and Home Affairs Council: Adalet ve İçişleri Konseyi
- juvenile courts: çocuk mahkemeleri
K
İçindekiler |
---|
0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı |
- kidnapping: insan kaçırma
L
İçindekiler |
---|
0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı |
- Law of nations: milletler hukuku
- Law on Settlement:İskân Kanunu
- Law on the Prevention and Prosecution of Smuggling: Kaçakçılığın Men ve Takibine İlişkin Kanun
- Law Related to Residence and Travel of Foreigners in Turkey: Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun
- lawful: yasal
- lawful admission: yasal giriş
- Legal Affairs and Citizens Rights Committee: Hukuki İşler ve Vatandaş Hakları Komitesi
- legal counselling: hukuki danışmanlık
- legal protection: yasal koruma
- legal remedy: hukuki çözüm
- legalization: yasallaştırma
- legitimate: meşru
- Lesepase (laissez-passer): Resmi seyahatler için BM tarafından kendi çalışanlarına verilen bir seyahat belgesi
- letter and spirit of the law: kanunların lafzı ve ruhu
- leverage: kaldıraç etkisi
- liaison magistrate: irtibat memuru
- liaison officer: irtibat görevlisi
- lifting the geographic limitation: coğrafi çekincenin kaldırılması
- lineage: soy
- long-term migrant: uzun vadeli göçmen
- loss of nationality: vatandaşlığın kaybedilmesi
M
İçindekiler |
---|
0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı |
- mala fide (Latince): kötü niyetle, yanıltma veya aldatma taşıyan.
- mandate: himaye, görev, görev yetkisi
- mandate refugees: BMMYK’nın tanıdığı mülteciler
- manifestly unfounded claims: açıkça dayanaksız veya mesnetsiz talepler
- marginalization: marjinalleşme
- marriage of convenience: evlenme kolaylığı
- massive influx: kitlesel sığınma
- means of proof: ispat araçları
- membership of a particular social group: belli bir sosyal gruba mensup olmak
- migrant: göçmen
- migrants for settlement: Yerleşim amacıyla gelen göçmenler
- migrant smuggling: göçmen kaçakçılığı, insan kaçakçılığı
- military courts: askeri mahkemeler
- ministers for immigration: göçten sorumlu bakanlar
- minors: reşit olmamış çocuklar
- mixed agreement: karma anlaşma
N
İçindekiler |
---|
0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı |
- National Action Plan: Ulusal Eylem Planı
- national territory: Ülke toprakları
- national treatment: ulusal muamele
- nationality: tabiiyet
- naturalization: vatandaşlığa alınma
- naturalized citizen: sonradan vatandaşlığa kabul edilen kimse
- net migration: net göç
- neutrality: tarafsızlık
- no fly zone: uçuşa kapalı bölge
- non-admission: (ülkeye) kabul edilmeme
- non-convention refugees: sözleşme dışı mülteciler
- non-discriminatory : ayrımcı olmayan
- non-national: vatandaş olmayan kişiler
- non-refoulement: non-refoulement, zulüm riski taşıyan yere geri göndermeme
- non-state actors: devlet dışı aktörler
- notification: tebliğ etmek
O
İçindekiler |
---|
0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı |
- oath: yemin
- Office of High Commissioner for Refugees: Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK)
- Official Journal: Resmi Gazete
- ombudsman: ombudsman (Vatandaşların devlet kurumları hakkındaki şikayetlerini almak, araştırmak ve bildirmekle görevlendirilen yetkili)
- operational issues: operasyonel konular
- organized crime: organize suç
P
İçindekiler |
---|
0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı |
- Palermo Protocols: Palermo Protokolleri. Sınır Aşan Organize Suçlarla Mücadeleye İlişkin Sözleşme'ye (2000) ek protokoller: Kara, Deniz ve Hava Yoluyla Göçmen Kaçakçılığına Karşı Protokol; İnsan Ticaretinin, Özellikle Kadın ve Çocuk Ticaretinin Önlenmesi, Ortadan Kaldırılması ve Cezalandırılmasına İlişkin Protokol; Yasadışı Ateşli Silahlar, Mühimmat ve İlgili Malzemelerin Üretimi ve Ticaretine Karşı Protokol
- Passport Law: Pasaport Kanunu
- penal sanctioning: cezai müeyyide
- pending: inceleme sürecindeki
- pending cases: inceleme aşamasında olan dosyalar, devam eden dava/dosyalar
- people of concern: ilgi alanındaki kişiler
- persecution: zulüm
- persona non grata (Latince): “İstenmeyen kişi”. İstenmeyen veya arzu edilmeyen kişi. Diplomatik bağlamda, ev sahibi ülke tarafından reddedilen kişi.
- phone counselling: telefonla danışmanlık
- plenipotentiary: tam yetkili temsilci
- plight: kötü veya ciddi durum
- policy: politika
- population displacement: nüfüsun yerinden edilmesi
- population flows: nüfus akışları/hareketleri
- poverty migrant: yoksulluğa bağlı göçme
- practitioner: uygulayıcı
- preliminary ruling: ön karar
- present further representation: ilave beyanda bulunma
- presentation of the fact by the applicant: sahibinin (başvurucunun) gerekçesini sunması
- prevention of refugee situation: mülteci krizinin önlenmesi
- prima facie (Latince): varışta
- prima facie refugees: varışta mülteciler, prima facie mülteciler
- principle claimant: asıl başvuru sahibi
- principle of non-discrimination: ayrımcılık yapmama ilkesi
- principle of non-refoulement: non-refoulement veya geri göndermeme ilkesi
- principle of proportionality: orantılılık İlkesi
- principle of suspensive effect of the appeal: temyizin geçici durdurma ektisi
- pro bono (Latince): Kamu yararı için, ücretsiz
- procedures at first instance: ilk mülakat prosedürleri
- procedures of appeal: itiraz usulleri
- processing applications: başvuruların değerlendirilmesi, başvuruların işleme konulması
- prosecution: kavuşturma
- protection of persons fleeing persecution: zulümden kaçanların korunması
- prototype: kendi türünde ilk, prototip
- protracted refugee: sürüncemede bırakılan mülteciler
- public international law: devletler umumi hukuku
- push back: geri itme
Q
İçindekiler |
---|
0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı |
- qualification directive: (kimin mülteci olacağı konusunda) nitelik yönergesi
- qualified majority: nitelikli çoğunluk
- quasi-judicial: yargı, yargısal
R
İçindekiler |
---|
0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı |
- ratification: onaylama
- re-admission: geri kabul
- readmission agreement: geri kabul anlaşması
- reasons in fact and law: hakiki ve hukuki nedenler
- receive refugee: mülteci kabul etmek
- receiving country: göç alan ülke, kabul eden ülke
- reception centres: kabul merkezleri
- recognition: kabul, tanıma
- recommendation: tavsiye kararı
- refoulement: geri gönderme, refoulement
- refugee: mülteci
- refugee admission centre: mülteci kabul merkezi
- Refugee Convention: Mülteci Sözleşmesi
- refugee generating countries: mülteci üreten ülkeler
- refugee obligations: mültecilerin yükümlülükleri
- refugee outflow: kitlesel kaçış
- refugee producing countries: mülteci üreten ülkeler
- refugee protection: mültecilerin korunması
- refugee receiving country: mülteci kabul eden ülke
- refugee reception centre: mülteci kabul merkezi
- refugee status determination procedure (RSD procedure): mülteci statüsü belirleme prosedürü
- refugees sur place: yerinde mülteciler
- regional administrative courts: il idare mahkemesi
- reinforcing a community development approach: toplumsal gelişim yaklaşımının güçlendirilmesi
- reintegration: topluma yeniden kazandırma, yeniden bütünleşme
- rejected cases: reddedilen dosyalar
- relaxed visa regime: hafifletilmiş vize işlemleri
- relief-substitution strategy: rahatlatıcı stratejiler
- removal: gönderme
- repatriate: kendi memleketine geri gönderilen kimse
- repatriation: geri dönüş
- repression: baskı
- repression of minorities: azınlıklara uygulanan baskı
- resettlement: (yeniden) yerleştirme
- resettlement country: yerleştirme ülkesi
- resettlement in a third country: üçüncü ülkeye yerleştirme
- residence permit: ikamet veya oturma izni
- Resolution on Manifestly Unfounded Applications for Asylum: Dayanaksız İltica Başvurularına İlişkin Karar
- response mechanisms: müdahale mekanizmaları
- restitution: mülkiyetin iadesi
- return: iade, geri dönüş
- revocation: iptal, fesih
- right to education: eğitim görme hakkı
- right to work: çalışma hakkı
- right to access to fair and impartial tribunal: adil ve tarafsız yargılanma hakkına erişim
- right to an effective remedy: etkin bir çözüme başvurma hakkı
- right to appeal: temyiz hakkı
- right to be issued identification and travel documents: kimlik ve seyahat belgesi alabilme hakkı
- right to effective remedy before a national authority: ulusal bir yetkili nezrinde etkin bir çözüme başvurma hakkı
- right to reject at the border: sınırda reddetme hakkı
- right to seek asylum: sığınma hakkı
- Romans: Romanlar, Çingeneler
- route: güzergah
S
İçindekiler |
---|
0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı |
- safe third country: güvenli üçüncü ülke
- safe third country notion: güvenli üçüncü ülke kavramı
- safeguard: koruyucu tedbir
- satellite city: uydu kent
- Schengen Implementation Agreement: Schengen Uygulama Anlaşması
- screening: tarama
- second instance decision: ikinci inceleme kararı
- self reliance: kendi kedine yeterlilik
- separated children: ailelerinden ayrı düşmüş çocuklar
- Settlement Law: İskan Kanunu
- sexual abuse: cinsel istismar
- sexual orientation: cinsel yönelim
- sexual violence: cinsel şiddet
- shelter: barınacak yer, barınma yeri, sığınma evi
- simple offence: adi suç
- simplified procedures: sadeleştirilmiş prosedürler
- Single European Act: Tek Avrupa Senedi
- single head of household: tek ebeveynli aile, anne ve babanın ikisinin birden mevcut olmadığı aileler
- spontaneous migration: spontane /kendiliğinden gelişen göç
- state of origin: menşei devlet
- stateless persons: vatansız kişiler
- statelessness: vatansızlık
- status determination: statü belirleme
- statute: tüzük
- statutory refugees: Sözleşme öncesi mülteciler (1951 Sözleşmesi öncesi yasalarla tanınan mülteciler)
- stay permit: kalış izni
- subsequent application: müteakip başvuru
- subsidiary protection: ikincil koruma, tamamlayıcı koruma
- substance of an asylum seeker’s claim: sığınma talebinin dayanağı
- substantive application: bağımsız başvuru
- substitute: vekil, temsilci
- supreme administrative court: yüksek idare mahkemesi
- sur place refugees: yerinde mülteciler, nedenleri ülkeleri dışındayken oluşmuş mülteciler
- surveillance: takip aşaması
- suspensive effects: taliki etkiler
T
İçindekiler |
---|
0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı |
- temporary asylum: geçici sığınma
- temporary humanitarian evacuation programme: geçici insani tahliye programı
- temporary protection: geçici koruma
- temporary protection status: geçici koruma statüsü
- termination of stay: kalış süresinin sona ermesi
- territorial asylum: ülkesel sığınma
- territorial jurisdiction: ülkesel yargı yetkisi
- territory of States: ülke toprakları
- third country: üçüncü ülke
- third country national: üçüncü ülke vatandaşı
- to be an object of persecution: zulüm mağduru olmak, zulme maruz kalmak
- trafficker: tacir (insan ticareti yapan kişi)
- trafficking children for the purpose of prostitution or sexual abuse: fuhuş, cinsel sömürü amaçlı çocuk kaçakçılığı
- trafficking in human beings: insan ticareti
- Treaty of Amsterdam: Amsterdam Antlaşması
- Treaty of European Communities: Avrupa Toplulukları Anlaşması
- trustee: kayyım
- Turkish Asylum Regulation: Türk İltica Yönetmeliği, 1994 Yönetmeliği
U
İçindekiler |
---|
0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı |
- ultra vires (Latince): yetkili olmayan
- UN Convention against torture, and other cruel inhuman or degrading treatment or punishment:İşkence ve Diğer Zalimce, Gayriinsani veya Küçük Düşürücü Muamele ya da Cezalandırmaya Karşı BM Sözleşmesi
- UN Convention against trans-boundary organized crime: BM Sınır Aşan Organize Suçla Mücadele Sözleşmesi
- UN Convention on the Rights of Children: Çocuk Haklarına Dair BM Sözleşmesi
- UN Declaration on Territorial Asylum: BM Ülkesel Sığınma Bildirisi
- UN General Assembly: BM Genel Kurulu
- United Nations High Commissioner for Refugees (UNHCR): Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK)
- unaccompanied children: refakatsiz çocuklar
- unaccompanied minors (UAM): reşit olmayan refakatsiz çocuklar
- underdevelopment: az gelişmişlik
- underground asylum: yer altı iltica
- undocumented migration: belgelendirilmemiş (belgesiz) göç hareketleri
- unfounded application: dayanaksız başvuru
- unfounded fear of persecution: danayaksız zulüm korkusu
- unlawful entry: Yasal olmayan giriş
- uprooted: yerinden edilmiş
V
İçindekiler |
---|
0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı |
- voluntary repatriation: gönüllü geri dönüş
- voluntary return: gönüllü geri dönüş
W
İçindekiler |
---|
0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı |
- well founded fear of persecution: haklı zulüm korkusu
- well-founded application: haklı başvuru
- withdrawal of refugee status: mülteci statüsünün geri çekilmesi
- witness: şahit, şahit olmak
X
İçindekiler |
---|
0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı |
- xenophobia: yabancı düşmanlığı, korkusu