İngilizce - Türkçe İltica Terimleri

madde14 sitesinden
Şuraya atla: kullan, ara



0-9

İçindekiler

0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı



A

İçindekiler

0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı

  • abatement of an action: davanın düşmesi
  • abetting a crime: suça yataklık etmek
  • abduction: insan kaçırma
  • absence of a public hearing: duruşmanın alenî yapılmaması
  • absolutely necessary: mutlak biçimde zorunlu
  • absolute rights: mutlak haklar
  • absorption: benimsemek, benimsetmek, uyum sağlamak, toplum tarafından kabul edilmek
  • abuse: istismar, suiistimal
  • abuse of the right of petition dilekçe hakkının kötüye kullanılması
  • accede: kabul etmek
  • accelerated procedures: hızlandırılmış usuller, hızlandırılmış prosedür
  • access to court mahkemeye erişim
  • access to information bilgiye erişim
  • access to relevant files ilgili dosyalara erişim
  • accessibility erişilebilirlik
  • Accession Partnership Document (APD): Katılım ortaklığı belgesi
  • accord: anlaşma
  • acculturation: kültürel uyum
  • acquittal at first instance ilk derece mahkemesinde beraat
  • Acquis of the EU in the field of Justice and Home Affairs: Adalet ve İç İşleri Alanında AB Müktesebatı
  • Acquis of the Union and its Member States: AB ve AB Üye Devletleri için Geçerli Olan Müktesebat
  • action for damages uğranılan zarar için dava açmak
  • Action on the Rights of Children: Çocuk Haklarına İlişkin Eylem
  • adequate facilities yeterli kolaylıklar
  • adequate time yeterli zaman
  • adjourn the case davayı ertelemek
  • adjudication: karar verme/hüküm
  • adjudicator: karar mercii
  • admission:kabul, girme müsaadesi, bir ülkeye kabul
  • administrative detention idari gözaltı
  • administrative practice idari uygulama
  • administrative proceedings idari davalar
  • admissibility criteria kabul edilirlik/edilebilirlik kriteri
  • admissible/ility/decision kabul edilir/lik kararı, 
  • admit (evidence) (delil) kabul etmek
  • adoption: evlat edinme, benimseme, karar verme 
  • adoption of a judgment (mahkemenin) bir kararı vermesi/kabulü
  • adversarial trial/adversarial hearing tarafların hazır olduğu duruşma
  • additional (annexed) protocol: katma protokol
  • adultery:zina
  • affidavit of support: destek beyannamesi
  • after conviction mahkumiyet sonrası
  • age of criminal responsibility cezaî sorumluluk yaşı
  • aggravating factors: ağırlaştırıcı etkenler
  • agreement: anlaşma
  • aim amaç
  • aiding a crime: suça yataklık etmek
  • alien: yabancı, yabancı uyruklu
  • alienate temlik
  • allegation iddia, itham, isnat
  • allowance tazminat
  • alternative civil service alternatif sivil hizmet
  • allocation: yer tayini
  • amnesia: bellek kaybı
  • Amnesty International: Uluslararası Af Örgütü
  • amount to persecution: zulüm teşkil etmek
  • appeal on a point of law yasal bir sorun temelinde temyiz
  • appellant temyiz eden/temyize giden
  • applicability uygulanabilirlik
  • applicable provisions uygulanabilir hükümler
  • applicant: başvuru sahibi
  • application for release from detention tutulmanın/gözaltının sona ermesi için başvuru
  • apprehension tutuklama
  • applicant’s circumstances: başvuru sahibinin içinde bulunduğu durum
  • apprehend: gözaltına almak, alıkoymak, tutuklamak
  • arrival: varış
  • arbitrary: keyfi
  • arbitrariness keyfî/haksız eylem/işlem
  • arbitrary action keyfi hareket
  • arbitrary arrest/detention keyfi yakalama/gözaltına alma
  • arbitrary deprivation of liberty özgürlüğün keyfî biçimde kısıtlanması
  • arguable claim (belli delillerle) savunulabilir iddia
  • arrest yakalama, tutuklama
  • arrest warrant tutuklama/yakalama emri
  • assault: saldırı, taciz
  • Association for Solidarity with Refugees: Mültecilerle Dayanışma Derneği (Mülteci-Der)
  • Association of Solidarity with Asylum Seekers and Migrants (ASAM): Sığınmacı ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD)
  • assimilation: asimilasyon
  • asylum:sığınma, iltica
  • asylum claim: sığınma talebi
  • asylum policy: sığınma politikası, iltica politikası
  • asylum request: sığınma talebi
  • asylum seeker: Sığınmacı, ilticacı, sığınma başvurusu yapan
  • at stake: tehlikede, şansa bağlı
  • attribute: atfetmek
  • await: gözetim
  • award compensation/ damages tazminat vermek/tazminata hükmetmek


B

İçindekiler

0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı

  • back-ground paper: bilgi notu
  • bailiff: mübaşir
  • basic criminal court: ceza mahkemesi
  • benefit of the doubt: şüphenin başvuru sahibi lehine yorumlanması
  • best practices: en iyi uygulamalar
  • bilateral (agreement) : ikili (anlaşma)
  • biased: taraflı
  • bill of indictment: iddianame
  • biometrics: biyometrik
  • binding judgement: bağlayıcı karar
  • birth certificate: doğum belgesi
  • bogus asylum seeker: sahte sığınmacı
  • border control: sınır kontrolü
  • bona fide (Latince): iyi niyet
  • bona fide applicant: iyi niyetli başvuru sahibi
  • bona fide refugees: iyi niyetli mülteciler, bona fide mülteciler, gerçek mülteciler 
  • bondage: esaret 
  • bonded labour: borçlandırarak çalıştırma
  • brain drain: beyin göçü
  • brain gain: beyin gücü kazanım
  • bringing before competent (legal) authority: yetkili (yasal) makama sunmak
  • buffer zone: tampon bölge
  • burden of proof: ispat yükümlülüğü
  • burden sharing: yük paylaşımı



C

İçindekiler

0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı

  • capacity building: kapasite oluşturmak
  • carrier liability: taşıyıcı(nın) sorumluluğu
  • caseload: dosya yükü
  • cautionary decision: tedbir kararı
  • certificate of identity: kimlik belgesi
  • cessation: sona ermek, mülteci statüsünün sona ermesi
  • cessation clause: mülteci statüsünün sona erdirilmesine ilişkin hükümler
  • chain deportation: zincirleme sınır dışı
  • checkpoint: kontrol noktası
  • child: çocuk
  • child adoption: çocuk evlat edinme
  • child exploitation: çocuklara yönelik sömürü/istismar
  • child labour: çocuk işçiliği
  • circular migration: dairesel göç
  • circumstantial or personal details: ikincil ya da kişisel detaylar
  • claim: ifade, talep, iddia
  • clandestine migration: gizli göç
  • coercion: zorlama
  • commentary: yorum
  • Commission: Komisyon
  • Commission Decision: Komisyon Kararı
  • Commission Directive: Komisyon Direktifi
  • Commission proposal: Komisyon tasarısı
  • Commission Recommendation: Komisyon Tavsiye Kararı
  • Commission Regulation: Komisyon Tüzüğü
  • Commissioner: Komisyon üyesi, komiser
  • Common European asylum and immigration policies: Ortak Avrupa İltica ve Göç politikaları
  • Common European Asylum System (CEAS): Ortak Avrupa İltica Sistemi
  • common minimum standards: ortak asgari standartlar
  • common territory: ortak topraklar
  • Community Law: Topluluk Hukuku (Avrupa) 
  • companion: kılavuz kitap, yoldaş, eşlik eden
  • complementary forms of protection: tamamlayıcı koruma çeşitleri
  • concerted action: ortak eylem
  • Conclusion on Countries in which there is generally no serious risk of persecution: Genel olarak ciddi bir zulüm riskinin bulunmadığı ülkeler hakkında karar
  • Conclusion on Registration of Refugees and Asylum Seekers: Mültecilerin ve Sığınmacıların Kayıt Edilmesine dair karar
  • confiscation: el koyma
  • conscientious objection: Vicdani ret
  • conscientious objector: Vicdani retçi
  • constitution: anayasa
  • constitute safe country of origin: güvenli menşe ülke teşkil etmek
  • Constitutional Court: Anayasa Mahkemesi
  • consular functions: konsolosluk işlemleri
  • consular officers: konsolosluk memurları
  • consular protection: konsolosluk koruması
  • contracting countries: taraf devletler
  • contractual obligations: akitten (sözleşmeden) doğan yükümlülükler
  • contravene (something): uyuşmamak, çatışmak
  • covenant: akit, anlaşma
  • Convention determining the state responsible for examining applications for asylum lodged in one of the member states of the European communities: Avrupa topluluğu üye devletlerinin birinde yapılan iltica başvurularına incelemekle sorumlu devletin belirlenmesine yönelik sözleşme
  • Convention on the Elimination of All Forms of Discrimination Against Women (CEDAW): Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılmasına dair Sözleşme
  • convention refugees: sözleşme mültecileri, devletçe tanınan mülteciler
  • Cooperation Framework Agreement: İşbirliği Çerçeve Anlaşması
  • corrode: aşındırmak, çürütmek
  • cosmetic: göstermelik
  • Council of Ministers: Bakanlar Konseyi
  • Council Resolution on Minimum Guarantees for Asylum Procedures: İltica Prosedürünün Asgari Teminatlarına İlişkin Konsey Kararı
  • counterfeiting: sahtecilik
  • country in which a person is habitually resident: bir kişinin ikamet ettiği ülke
  • country of destination: Hedef ülke, Varış ülkesi
  • country of emigration: Göç veren ülke
  • country of first asylum: ilk iltica veya sığınma ülkesi 
  • country of origin: menşe ülke
  • country operation plans: ülke operasyon planları
  • court of peace: sulh ceza mahkemesi
  • credibility: inanılırlık
  • credibility assessment: inandırıcılığın değerlendirilmesi
  • criminal court of first instance: İlk derece ceza mahkemesi, asliye ceza mahkemesi
  • criminal court of peace: sulh mahkemesi
  • cultural orientation: kültürel oryantasyon
  • custodial prison: nezarethane
  • custody: vesayet, velayet
  • customary international law: uluslararası teamül hukuku
  • customary law: teamül hukuku


D

İçindekiler

0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı

  • de facto (latince): gerçekte (fiilen) var olan
  • de facto partner: de facto eş
  • de facto protection: de facto koruma
  • de facto statelessness:
  • de facto refugees: fiilen mülteciler, de facto mülteciler
  • debt bondage: borç esareti
  • deception: kandırmak, yanıltma, aldatma 
  • Declaration of States Parties: Taraf Devletler Beyannamesi
  • decree law: kanun hükmünde kararname
  • defendant: davalı
  • degrading treatment: küçük düşürücü muamele
  • dejure (latince): hak olarak ya da hukuken mevcut olan
  • dejure recognition: hukuken tanınma
  • deliberate deception or abuse of asylum procedures: iltica prosedürlerinde kasıtlı hile ya da ihlal
  • dependent: bakmakla yükümlü olduğu kişi
  • deport: sınır dışı etme
  • deportation: sınır dışı etme
  • derivative applicant: ikincil başvuru sahibi
  • derogation: aykırılık, istisnai uygulama
  • destination country: Varış ülkesi, Hedef ülke
  • detain: tutma, göz altına alma
  • detention: gözaltı, gözetim altı
  • detention house/center: gözaltı merkezi
  • determination: belirleme
  • determining authority: belirleyici merci
  • deterrent: caydırıcı
  • diaspora: diaspora
  • diplomatic asylum: diplomatik iltica
  • diplomatic protection: diplomatik koruma
  • discrimination: ayrımcılık
  • disembarkation: karaya çıkarma
  • displaced: yerinden edilmiş
  • dispose of: kurtulmak
  • documented migrant: kayıtlı/belgeli göçmen
  • documented migrant worker: kayıtlı/belgeli göçmen işçi
  • domestic remedies are exhausted: iç hukuk yolu tükenmiş
  • domestic violence: aile içi şiddet
  • domicile: ikametgah, daimi ikametgah yeri
  • draft office: askerlik şubesi
  • drafter: taslağı hazırlayan kişiler
  • due process: adil yargılama süreci
  • Dublin Convention: Dublin Sözleşmesi
  • durable solutions: kalıcı çözümler



E

İçindekiler

0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı

  • economic migrant: ekonomik göçmen
  • eligibility: (mülteci statüsüne) uygunluk
  • Emergency legislation Acil Durum Mevzuatı
  • emigration : muhaceret
  • encouraging a crime: suça yataklık etmek
  • entry stamp: giriş damgası
  • environmental migrant: çevresel göçmen
  • environmental refugee: çevresel mülteci, iklim mültecisi 
  • epitome: somut örnek
  • epitomize: somut örneği olmak
  • escort: refakatçi
  • EU Acquis on asylum: AB İltica Müktesebatı
  • EU Justice and Home Affairs Commission: AB Adalet ve İçişleri Komisyonu
  • EURODAC Convention: EURODAC Sözleşmesi
  • European Convention for the Protection of Human Rights and Fundamental Freedoms: İnsan Hakları ve Temel özgürlüklerin korunmasına ilişin Avrupa Sözleşmesi (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi) (AİHS)
  • European Court of Human Rights (ECHR): Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)
  • European Court of Justice (ECJ): Avrupa Adalet Divanı
  • European Police Office: Avrupa Polis Bürosu
  • European Refugee Fund: Avrupa Mülteci Fonu
  • ex officio remedy: resen çözüm
  • exacerbate: ağırlaştırmak, kötüleştirmek
  • examination, appeal and review of applications: Başvuruların incelenmesi, temyizi ve yeniden gözden geçirilmesi
  • examine an application in substance: başvurunun dayanağına ilişkin incelenmesi
  • exchange: mübadele
  • exclusion clause: mülteci statüsü dışında bırakan hükümler
  • EXCOM (the executive committee) : Yürütme Komitesi (EXCOM) 
  • exhaustion of local remedies: yerel çözümlerin tüketilmesi
  • exit visa: çıkış vizesi
  • expel: sınır dışı etmek
  • exploitation: istismar, suiistimal
  • expulsion: sınır dışı etme
  • expulsion order: sınır dışı etme emri
  • external border management: dış sınır yönetimi
  • external processing of asylum seekers: sığınmacıların dışarıda değerlendirilmesi
  • extradite: iade
  • extradition: suçluların iadesi
  • extra-procedural cases: prosedür dışı dosyalar



F

İçindekiler

0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı

  • facilitator: kolaylaştırıcı, angaje eden
  • facilitated migration: kolaylaştırılmış göç
  • false document: sahte belge
  • family reunification: aile birleştirmesi
  • family members: aile üyeleri
  • family unity and reunification: aile birliği ve aile birleştirmesi
  • female genital mutilation: kız çocuklarının sünneti
  • file charges: suç ithamı
  • first asylum principle: ilk sığınma ilkesi
  • flee: kaçmak
  • forced displacement: zorla yerinden edilme
  • forced labour: zorla çalıştırmak
  • forced military service: zorla askerlik yapmak
  • forced prostitution: zorla fuhuş
  • forced prostitution or sexual exploitation: zorla alıkoyarak fuhuş ya da cinsel istismar
  • forcible return: zorla dönüş
  • foreigners department: yabancılar şubesi
  • forged documents: sahte dokümanlar
  • forgery: sahtecilik
  • fraud: hile
  • fraudulent documents: sahte dokümanlar
  • freedom for expression, conscious and religion: düşünce, vicdan ve din özgürlüğü
  • freedom of movement: hareket özgürlüğü/dolaşım serbestisi
  • front line area assembly: ileri toplama merkezi



G

İçindekiler

0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı

  • gender: toplumsal cinsiyet
  • gender based persecution: toplumsal cinsiyete dayalı zulüm
  • General Directorate of Security: Emniyet Genel Müdürlüğü
  • Geneva Refugee Convention: Cenevre Mülteci Sözleşmesi (Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin 1951 Sözleşmesi)
  • genuine and stable marriage: gerçek ve istikrarlı evlilik 
  • geographic limitation: coğrafi çekince, coğrafi sınırlama
  • geographic reservation: coğrafi çekince, coğrafi sınırlama
  • gestate: gebe olmak
  • gestation: gebelik
  • global consultations: küresel istişareler
  • good will: iyi niyet
  • granting refugee status: mülteci statüsünün verilmesi
  • grounds of inadmissibility: kabul edilmeme nedenleri
  • group determination: grup olarak mülteci statüsü belirleme
  • guardian: vasi
  • guardian by nature: veli
  • guardianship: vesayet, velayet
  • guesthouse: misafirhane
  • guideline: kılavuz ilke



H

İçindekiler

0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı


  • habeas corpus (Latince): Alıkoyma veya tutmanın yasallığının mahkemece incelenmesi, ihzar emri
  • hearing: duruşma
  • Helsinki Citizens Assembly (hCa):Helsinki Yurttaşlar Derneği (hYd)
  • High Commissioner: Yüksek Komiser
  • High Level Working Group: Üst Düzey Çalışma Grubu
  • host community: ev sahibi toplum
  • host country: ev sahibi ülke
  • host third country: ev sahibi üçüncü ülke
  • Human Resource Development Foundation: İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı
  • human rights: insan hakları
  • Human Rights Agenda Association (HRAA): İnsan Hakları Gündemi Derneği (İHGD)
  • Human Rights Association (HRA): İnsan Hakları Derneği (İHD)
  • human smuggling: insan kaçakçılığı
  • human trafficking: insan ticareti
  • humanitarian principles: insancıl ilkeler
  • humanitarian law: insancıl hukuk
  • humanitarian clause: insani yardıma ilişkin madde
  • humanitarian partners: insani ortaklar, insani yardım temin eden ortaklar



I

İçindekiler

0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı

  • identity document: kimlik belgesi
  • illegal employment: yasadışı çalışma
  • illegal entry: yasadışı giriş
  • illegal immigrants: yasadışı göçmen
  • immigration: göç
  • immigrant: göçmen
  • immigration officer: göçmen işleri yetkilisi
  • immigration status: göçmen statüsü
  • immigration zone: göç bölgesi
  • impending expulsion measure: inceleme aşamasında olan sınır dışı etme kararı
  • implementing measure: uygulama tedbiri
  • implementing provisions: uygulama hükümleri
  • in the best interest of children: çocuğun yüksek yararına
  • inalienable: devredilemez
  • inclusion clause: mülteci statüsü kazanılmasına ilişkin hükümler
  • independent claimant (IC): başvuru sahibi
  • independent review authority: bağımsız gözden geçirme mercii
  • individual cases: münferit (bireysel) dosya
  • individual determination procedure: münferit belirleme prosedürü
  • individuals fleeing from their country: kendi ülkesinden kaçan bireyler
  • individuals suffering persecution:
  • individual migration: bireysel göç
  • injunction: ihtiyati tedbir
  • influx: kitlesel akın
  • information campaign: bilgilendirme kampanyası
  • inhuman treatment: gayri insani muamele
  • inland camps: ülke içi kamplar
  • instrument: belge, araç
  • integration: entegrasyon
  • intention: kasıt
  • interception: durdurma, müdahale etme 
  • intergovernmental organizations: hükümetler arası kuruluşlar (örgütler)
  • internal displacement: ülkesinde yerinden edilme
  • internal flight alternative: dahili kaçış alternatifi
  • internal migration: iç göç
  • internally displaced persons (IDPs): ülkesinde yerinden edilmiş kişiler (IDP)
  • international criminal law: uluslararası ceza hukuku
  • international protection: uluslararası koruma
  • international refugee law: uluslararası mülteci hukuku
  • interview: görüşme
  • International Catholic Migration commission (ICMC): Uluslararası Katolik Muhacerat (Göç) Örgütü
  • International Criminal Court: Uluslararası Ceza Mahkemesi
  • International Organization for Migration (IOM): Uluslararası Göç Örgütü
  • International Refugee Organization (IRO): Uluslararası Mülteci Örgütü
  • investigation judge: tetkik hakimi
  • involuntary repatriation: istek dışı geri dönüş
  • irregular migrant: düzensiz göçmen
  • irregular migration: düzensiz göç
  • irregular movers: düzensiz yer değiştirenler
  • irregular or secondary movements: düzensiz ya da ikincil hareketler



J

İçindekiler

0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı

  • Joint Actions: Ortak Eylemler 
  • judicial and extrajudicial documents: hukuki ve hukuki olmayan dokümanlar
  • judicial courts: yargı mahkemeleri
  • judicial review: mahkeme kararı
  • judicial stage: yargı yolu
  • jurisdiction: yargı yetkisi
  • jurisprudence: içtihat
  • jus cogens (latince): Münferit tarafların iradesine bakılmaksızın, bağlayıcılığı bakımından mutlak olan hukuk kuralı.
  • Justice and Home Affairs Council: Adalet ve İçişleri Konseyi
  • juvenile courts: çocuk mahkemeleri



K

İçindekiler

0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı

 

  • kidnapping: insan kaçırma



L

İçindekiler

0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı

  • Law of nations: milletler hukuku
  • Law on Settlement:İskân Kanunu
  • Law on the Prevention and Prosecution of Smuggling: Kaçakçılığın Men ve Takibine İlişkin Kanun
  • Law Related to Residence and Travel of Foreigners in Turkey: Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun
  • lawful: yasal
  • lawful admission: yasal giriş
  • Legal Affairs and Citizens Rights Committee: Hukuki İşler ve Vatandaş Hakları Komitesi
  • legal counselling: hukuki danışmanlık
  • legal protection: yasal koruma
  • legal remedy: hukuki çözüm
  • legalization: yasallaştırma
  • legitimate: meşru
  • Lesepase (laissez-passer): Resmi seyahatler için BM tarafından kendi çalışanlarına verilen bir seyahat belgesi
  • letter and spirit of the law: kanunların lafzı ve ruhu
  • leverage: kaldıraç etkisi
  • liaison magistrate: irtibat memuru
  • liaison officer: irtibat görevlisi
  • lifting the geographic limitation: coğrafi çekincenin kaldırılması
  • lineage: soy
  • long-term migrant: uzun vadeli göçmen
  • loss of nationality: vatandaşlığın kaybedilmesi


M

İçindekiler

0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı

  • mala fide (Latince): kötü niyetle, yanıltma veya aldatma taşıyan.
  • mandate: himaye, görev, görev yetkisi
  • mandate refugees: BMMYK’nın tanıdığı mülteciler
  • manifestly unfounded claims: açıkça dayanaksız veya mesnetsiz talepler
  • marginalization: marjinalleşme
  • marriage of convenience: evlenme kolaylığı
  • massive influx: kitlesel sığınma
  • means of proof: ispat araçları
  • membership of a particular social group: belli bir sosyal gruba mensup olmak
  • migrant: göçmen
  • migrants for settlement: Yerleşim amacıyla gelen göçmenler
  • migrant smuggling: göçmen kaçakçılığı, insan kaçakçılığı
  • military courts: askeri mahkemeler
  • ministers for immigration: göçten sorumlu bakanlar
  • minors: reşit olmamış çocuklar
  • mixed agreement: karma anlaşma



N

İçindekiler

0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı

  • National Action Plan: Ulusal Eylem Planı
  • national territory: Ülke toprakları
  • national treatment: ulusal muamele
  • nationality: tabiiyet
  • naturalization: vatandaşlığa alınma
  • naturalized citizen: sonradan vatandaşlığa kabul edilen kimse
  • net migration: net göç
  • neutrality: tarafsızlık
  • no fly zone: uçuşa kapalı bölge
  • non-admission: (ülkeye) kabul edilmeme
  • non-convention refugees: sözleşme dışı mülteciler
  • non-discriminatory : ayrımcı olmayan
  • non-national: vatandaş olmayan kişiler
  • non-refoulement: non-refoulement, zulüm riski taşıyan yere geri göndermeme
  • non-state actors: devlet dışı aktörler
  • notification: tebliğ etmek



O

İçindekiler

0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı

  • oath: yemin
  • Office of High Commissioner for Refugees: Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK)
  • Official Journal: Resmi Gazete
  • ombudsman: ombudsman (Vatandaşların devlet kurumları hakkındaki şikayetlerini almak, araştırmak ve bildirmekle görevlendirilen yetkili)
  • operational issues: operasyonel konular 
  • organized crime: organize suç 



P

İçindekiler

0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı

  • Palermo Protocols: Palermo Protokolleri.  Sınır Aşan Organize Suçlarla Mücadeleye İlişkin Sözleşme'ye (2000) ek protokoller: Kara, Deniz ve Hava Yoluyla Göçmen Kaçakçılığına Karşı Protokol; İnsan Ticaretinin, Özellikle Kadın ve Çocuk Ticaretinin Önlenmesi, Ortadan Kaldırılması ve Cezalandırılmasına İlişkin Protokol; Yasadışı Ateşli Silahlar, Mühimmat ve İlgili Malzemelerin Üretimi ve Ticaretine Karşı Protokol
  • Passport Law: Pasaport Kanunu
  • penal sanctioning: cezai müeyyide
  • pending: inceleme sürecindeki
  • pending cases: inceleme aşamasında olan dosyalar, devam eden dava/dosyalar 
  • people of concern: ilgi alanındaki kişiler
  • persecution: zulüm
  • persona non grata (Latince): “İstenmeyen kişi”. İstenmeyen veya arzu edilmeyen kişi. Diplomatik bağlamda, ev sahibi ülke tarafından reddedilen kişi.
  • phone counselling: telefonla danışmanlık
  • plenipotentiary: tam yetkili temsilci
  • plight: kötü veya ciddi durum
  • policy: politika
  • population displacement: nüfüsun yerinden edilmesi
  • population flows: nüfus akışları/hareketleri 
  • poverty migrant: yoksulluğa bağlı göçme
  • practitioner: uygulayıcı
  • preliminary ruling: ön karar
  • present further representation: ilave beyanda bulunma
  • presentation of the fact by the applicant: sahibinin (başvurucunun) gerekçesini sunması
  • prevention of refugee situation: mülteci krizinin önlenmesi
  • prima facie (Latince): varışta
  • prima facie refugees: varışta mülteciler, prima facie mülteciler
  • principle claimant: asıl başvuru sahibi
  • principle of non-discrimination: ayrımcılık yapmama ilkesi
  • principle of non-refoulement: non-refoulement veya geri göndermeme ilkesi
  • principle of proportionality: orantılılık İlkesi
  • principle of suspensive effect of the appeal: temyizin geçici durdurma ektisi
  • pro bono (Latince): Kamu yararı için, ücretsiz
  • procedures at first instance: ilk mülakat prosedürleri
  • procedures of appeal: itiraz usulleri
  • processing applications: başvuruların değerlendirilmesi, başvuruların işleme konulması
  • prosecution: kavuşturma
  • protection of persons fleeing persecution: zulümden kaçanların korunması
  • prototype: kendi türünde ilk, prototip 
  • protracted refugee: sürüncemede bırakılan mülteciler
  • public international law: devletler umumi hukuku
  • push back: geri itme


Q

İçindekiler

0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı

  • qualification directive: (kimin mülteci olacağı konusunda) nitelik yönergesi
  • qualified majority: nitelikli çoğunluk
  • quasi-judicial: yargı, yargısal



R

İçindekiler

0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı

 

  • ratification: onaylama
  • re-admission: geri kabul
  • readmission agreement: geri kabul anlaşması
  • reasons in fact and law: hakiki ve hukuki nedenler
  • receive refugee: mülteci kabul etmek
  • receiving country: göç alan ülke, kabul eden ülke
  • reception centres: kabul merkezleri
  • recognition: kabul, tanıma
  • recommendation: tavsiye kararı
  • refoulement: geri gönderme, refoulement 
  • refugee: mülteci
  • refugee admission centre: mülteci kabul merkezi
  • Refugee Convention: Mülteci Sözleşmesi
  • refugee generating countries: mülteci üreten ülkeler
  • refugee obligations: mültecilerin yükümlülükleri
  • refugee outflow: kitlesel kaçış
  • refugee producing countries: mülteci üreten ülkeler
  • refugee protection: mültecilerin korunması
  • refugee receiving country: mülteci kabul eden ülke
  • refugee reception centre: mülteci kabul merkezi
  • refugee status determination procedure (RSD procedure): mülteci statüsü belirleme prosedürü
  • refugees sur place: yerinde mülteciler
  • regional administrative courts: il idare mahkemesi
  • reinforcing a community development approach: toplumsal gelişim yaklaşımının güçlendirilmesi
  • reintegration: topluma yeniden kazandırma, yeniden bütünleşme
  • rejected cases: reddedilen dosyalar
  • relaxed visa regime: hafifletilmiş vize işlemleri
  • relief-substitution strategy: rahatlatıcı stratejiler
  • removal: gönderme
  • repatriate: kendi memleketine geri gönderilen kimse
  • repatriation: geri dönüş
  • repression: baskı
  • repression of minorities: azınlıklara uygulanan baskı
  • resettlement: (yeniden) yerleştirme
  • resettlement country: yerleştirme ülkesi
  • resettlement in a third country: üçüncü ülkeye yerleştirme
  • residence permit: ikamet veya oturma izni
  • Resolution on Manifestly Unfounded Applications for Asylum: Dayanaksız İltica Başvurularına İlişkin Karar
  • response mechanisms: müdahale mekanizmaları
  • restitution: mülkiyetin iadesi
  • return: iade, geri dönüş
  • revocation: iptal, fesih
  • right to education: eğitim görme hakkı
  • right to work: çalışma hakkı
  • right to access to fair and impartial tribunal: adil ve tarafsız yargılanma hakkına erişim
  • right to an effective remedy: etkin bir çözüme başvurma hakkı
  • right to appeal: temyiz hakkı
  • right to be issued identification and travel documents: kimlik ve seyahat belgesi alabilme hakkı
  • right to effective remedy before a national authority: ulusal bir yetkili nezrinde etkin bir çözüme başvurma hakkı
  • right to reject at the border: sınırda reddetme hakkı
  • right to seek asylum: sığınma hakkı
  • Romans: Romanlar, Çingeneler
  • route: güzergah



S

İçindekiler

0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı

 

  • safe third country: güvenli üçüncü ülke
  • safe third country notion: güvenli üçüncü ülke kavramı
  • safeguard: koruyucu tedbir
  • satellite city: uydu kent
  • Schengen Implementation Agreement: Schengen Uygulama Anlaşması
  • screening: tarama
  • second instance decision: ikinci inceleme kararı
  • self reliance: kendi kedine yeterlilik
  • separated children: ailelerinden ayrı düşmüş çocuklar
  • Settlement Law: İskan Kanunu
  • sexual abuse: cinsel istismar
  • sexual orientation: cinsel yönelim
  • sexual violence: cinsel şiddet
  • shelter: barınacak yer, barınma yeri, sığınma evi 
  • simple offence: adi suç
  • simplified procedures: sadeleştirilmiş prosedürler
  • Single European Act: Tek Avrupa Senedi
  • single head of household: tek ebeveynli aile, anne ve babanın ikisinin birden mevcut olmadığı aileler
  • spontaneous migration: spontane /kendiliğinden gelişen göç
  • state of origin: menşei devlet
  • stateless persons: vatansız kişiler
  • statelessness: vatansızlık
  • status determination: statü belirleme
  • statute: tüzük
  • statutory refugees: Sözleşme öncesi mülteciler (1951 Sözleşmesi öncesi yasalarla tanınan mülteciler) 
  • stay permit: kalış izni
  • subsequent application: müteakip başvuru
  • subsidiary protection: ikincil koruma,  tamamlayıcı koruma
  • substance of an asylum seeker’s claim: sığınma talebinin dayanağı
  • substantive application: bağımsız başvuru
  • substitute: vekil, temsilci
  • supreme administrative court: yüksek idare mahkemesi
  • sur place refugees: yerinde mülteciler, nedenleri ülkeleri dışındayken oluşmuş mülteciler
  • surveillance: takip aşaması
  • suspensive effects: taliki etkiler


T

İçindekiler

0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı

 

  • temporary asylum: geçici sığınma
  • temporary humanitarian evacuation programme: geçici insani tahliye programı
  • temporary protection: geçici koruma
  • temporary protection status: geçici koruma statüsü
  • termination of stay: kalış süresinin sona ermesi
  • territorial asylum: ülkesel sığınma
  • territorial jurisdiction: ülkesel yargı yetkisi
  • territory of States: ülke toprakları
  • third country: üçüncü ülke
  • third country national: üçüncü ülke vatandaşı
  • to be an object of persecution: zulüm mağduru olmak, zulme maruz kalmak
  • trafficker: tacir (insan ticareti yapan kişi) 
  • trafficking children for the purpose of prostitution or sexual abuse: fuhuş, cinsel sömürü amaçlı çocuk kaçakçılığı
  • trafficking in human beings: insan ticareti
  • Treaty of Amsterdam: Amsterdam Antlaşması
  • Treaty of European Communities: Avrupa Toplulukları Anlaşması
  • trustee: kayyım
  • Turkish Asylum Regulation: Türk İltica Yönetmeliği, 1994 Yönetmeliği



U

İçindekiler

0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı

 



V

İçindekiler

0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı

 

  • voluntary repatriation: gönüllü geri dönüş
  • voluntary return: gönüllü geri dönüş



W

İçindekiler

0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı

 

  • well founded fear of persecution: haklı zulüm korkusu
  • well-founded application: haklı başvuru
  • withdrawal of refugee status: mülteci statüsünün geri çekilmesi
  • witness: şahit, şahit olmak



X

İçindekiler

0-9 · A · B · C · D · E · F · G · H · I · J · K · L · M · N · O · P · Q · R · S · T · U · V · W · X · Y · Z · Sayfanın başı

  • xenophobia: yabancı düşmanlığı, korkusu