Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısı TBMM Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Raporu

madde14 sitesinden
Şuraya atla: kullan, ara

Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısı

Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Raporu


Türkiye Büyük Millet Meclisi
Avrupa Birliği Uyum Komisyonu 19.6.2012
Esas No: 1/619
Karar No: 17

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA


İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanarak Bakanlar Kurulunca Başkanlığınıza sunulan 1/619 Esas Numaralı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısı 15 Mayıs 2012 tarihinde Komisyonumuza havale edilmiştir. Tasarı, Komisyonumuzun 6 Haziran 2012 tarihli 8’inci toplantısında İzmir Milletvekili Mehmet TEKELİOĞLU başkanlığında, Komisyon üyeleri ile İçişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, Dış İşleri Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, Uluslararası Göç Örgütü, İnsan Hakları Derneği ve Hacettepe Üniversitesi temsilcilerinin katılımlarıyla görüşülmüştür.

Tasarının gerekçesinde, göç alanının, ulusal ve uluslararası düzeyde işbirliği ve koordinasyon gerektiren, çok boyutlu, Türkiye'nin ekonomik, sosyo- kültürel ve demografik yapısını, kamu düzeni ve güvenliğini derinden ilgilendiren dinamik bir konu olduğu belirtilmektedir. Bu bağlamda gerekçede Tasarı ile getirilenlerin ana başlıklarıyla şunlar olduğu belirtilmektedir:

  • Tasarı ile, kanunla düzenlenmesi gerekirken, daha çok ikincil düzenlemelerle yürütülen göç alanı, kanun ve kanun temelinde hazırlanacak düzenlemelerle yürütülmeye başlanarak, uluslararası insan hakları standartlarına uyumlu göç sistemi hayata geçirilmiş olacaktır.
  • Tasarı ile, uluslararası bir sorun hâline gelen düzensiz göçle mücadelenin hukukî alt yapısının güçlendirilmesi ve etkinleştirilmesi; düzenli göçte ise bürokratik işlemlerin olabildiğince azaltılarak tutarlılık ve güvene dayalı bir göç yönetimi anlayışının hâkim kılınması sağlanacaktır.
  • Tasarı ile, insan hakları temelinde, özgürlük ve güvenlik arasındaki hassas dengenin korunduğu, uluslararası insan hakları normlarına ve AB müktesebatına uyumlu, göç alanında ihtiyaç duyduğumuz hukukî, idarî ve fizikî alt yapıya uygun etkin ve yönetilebilir bir göç sistemi kurulacaktır.

Komisyonumuzca Tasarının tümü üzerinde yapılan görüşmelerde, İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Hükümet temsilcisi sıfatıyla, Tasarı ile getirilen düzenlemeler konusunda Komisyonumuza bilgi vererek aşağıdaki hususları belirtmiştir:

  • Konjonktürel nedenlere bağlı olarak, ülkeler arasındaki göç hareketleri artarak devam etmekte; suç örgütleri de bundan menfaat sağlamaya çalışmakta ve hak kayıpları artmaktadır. Kamu düzeni ve güvenliği ile kamu sağlığının tehdit altında olduğu göz önüne alındığında göç, modern devletlerin dikkatle yönetmeleri gereken bir alan olarak önümüze çıkmaktadır.
  • Göç, yasal ya da yasa dışı, başka bir ifadeyle, düzenli veya düzensiz göç şeklinde gerçekleşebilmektedir. Düzenli göç, gidilen veya transit geçilen ülkenin yasalarına uygun gerçekleşen insan hareketi iken, düzensiz göç, ülkeye yasa dışı giriş çıkış yapmak, yasa dışı şekilde kalmak ya da çalışmak olarak ifade edilmektedir. Öte yandan, yasa dışı göç yasal göçü yönetememenin bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.
  • Türkiye yüzyıllardır gerek doğudan gerek batıdan büyük göç hareketlerinin son durağı olmuştur ve milyonlarca göçmene ev sahipliği yapmıştır. Türkiye göç olgusuna yabancı değildir. Türkiye, bulunduğu coğrafyadaki özel konumu nedeniyle, uluslararası göç hareketleri için transit ve güzergâh ülkesi konumunda iken; artık hedef ülke hâline gelmiş bulunmaktadır.
  • Bir insan hareketi olarak iltica olgusunu göç kavramından tamamıyla ayrı tutmak mümkün değildir. Göçte olduğu gibi iltica hareketinde de kişilerin çeşitli gerekçelerle ülkelerini terk etmeleri ve yasal ya da yasal olmayan yollardan diğer ülkelere göç etmeleri söz konusudur. İltica ve göçü birbirinden ayıran en önemli nokta, iltica eden kişilerin ülkelerini zulüm görme korkusuyla terk etmeleri ve bu kişilere sağlanan sistemli bir uluslararası korumanın varlığıdır.
  • Göç ve iltica alanının yönetilebilmesi için gerekli adımların atılması, bu çerçevede, göç ve iltica konularında sağlam bir mevzuat altyapısı ve etkin işleyen kurumsal bir yapının kurulması hayati önem arz etmektedir. Yasal ve yasadışı yollarla gerçekleşen göç hareketlerini düzenleyen mevcut mevzuatımız ve kurumsal altyapımız ülkemizin bugünkü ihtiyaçlarını karşılamaya yetmemektedir. Yabancıların hukuki durumlarını düzenleyen temel kanunlarımız 1950 tarihini taşımakta olup, bunlar Yabancıların Türkiye’de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanun ile Pasaport Kanunu’dur. Yabancıların temel hak ve hürriyetleri ancak kanunla sınırlandırılabilecekken, ağırlıklı olarak ikincil mevzuatla bu sınırlandırmalar yapılmış bulunmaktadır. Örneğin, bir iltica kanunumuz yoktur. İlticayla alakalı olan mevzuat 1994 yılında çıkartılan bir yönetmelikten ibarettir.
  • TÜİK verilerine göre, 1953 yılında ülkemize giriş yapan yabancı sayısı 100 bin civarında iken, 2011 yılında bu rakam 30 milyona ulaşmıştır. Hâlen ülkemizde ikamet eden yabancıların, yasal ikamet izinleriyle ikamet eden yabancıların sayısı 2011 yılı itibarıyla 250 bine yaklaşmaktadır.
  • Ülkemizin göç politikası genellikle soydaş göçü üzerine odaklanmıştır. Bu nedenle, soydaş göçü dışında kalan göç alanını günümüz ihtiyaçlarına uygun bir şekilde düzenleyecek mevzuat ile göç ve iltica alanında görev yapacak ihtisaslaşmış uzman bir kuruma duyulan ihtiyaç her gün artmaktadır.
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi son dönem kararlarında, Türkiye’nin iltica ve göçe ilişkin sorunlarda iç hukuk yollarını etkin işletemediği tespitinde bulunmakta; bu nedenle, yapılan başvurularda iç hukuk yollarının tüketilmesi şartını aramayıp, gelen başvuruları doğrudan incelemektedir. Ülkemiz bu konularda yüksek meblağlı tazminatlar ödemektedir.
  • Mülteci ve sığınmacılara sağlanması gereken haklar kanunlarımızda açıkça düzenlenmediğinden uygulamada hak kayıpları yaşanmaktadır. İnsan ticaretiyle mücadele ve insan ticareti mağdurlarının korunması uluslararası alanda takip edilen önemli konulardandır. Günümüzde modern köleler olarak nitelendirilen insan ticareti mağdurlarının korunması ve bu anlamda sığınma evlerinin işletilmesi konularında da ihtisaslaşmış bir kurum ihtiyacı her geçen gün artmaktadır. Türkiye, iltica ve göç mağdurları için kurduğu kabul merkezleri, geri gönderme merkezleri ve insan ticareti mağdurları sığınma evlerinin uluslararası normlara uygun olarak işletilmesiyle ilgili eleştirilere maruz kalmaktadır.
  • Kanun tasarısında düzenlenen temel konulardan bir tanesi, yabancıların sınır dışı edilmesi ve idari gözetim alanına alınmasına ilişkin hükümlerdir. Tasarı ile, yabancılar hakkında alınacak sınır dışı ve idari gözetim kararları için hukuki zemin hazırlanmış, bu kararların tebliği, kararlara karşı yargı itiraz imkânları, itirazların değerlendirilmesine ilişkin süreler, avukatın yanı sıra yasal temsilci, noter ve uluslararası örgüt temsilcilerine erişim, itirazların otomatik etkileyiciye etkisi, erteleyiciye etkisi ve geri gönderme merkezleriyle ilgili temel hükümler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu konudaki kararlarında yer verdiği hususlara uygun şekilde düzenlenmiştir.
  • Yasa dışı göçün önlenmesi için ilk adım olan vize düzenlemeleri Tasarıda önemli bir yer tutmaktadır. Vize konusunda tüzük niteliğinde olan ve dolayısıyla her Avrupa Birliğine üye devletini doğrudan ilgilendiren 13/04/2010 tarihli AB Vize Tüzük’ünde yer verilen düzenlemelere olabildiğince yaklaşılmaya çalışılmıştır. Bu kapsamda, vize talebi reddedilecek yabancıların karara karşı itiraz usulleri, hava limanı transit vizeleri gibi vize konuları titizlikle düzenlenmiştir.
  • Tasarıda, Türk toplumu ve yabancılar arasında çift taraflı etkileşimi mümkün kılan düzenlemeler yapılmıştır ve özel ihtiyaç sahibi gruplar için de düzenlemeler getirilmiştir.
  • Tasarıyla, uluslararası koruma şekilleri, usul güvenceleri, geri göndermeme ilkesi, itiraz usulleri, idari gözetim şekilleri, uluslararası koruma başvuru sahipleri, uluslararası korumadan yararlananların hak ve yükümlülükleri, kitlesel akın durumlarında sağlanacak geçici korumanın kanuni dayanağı gibi konularda Avrupa mevzuatıyla uyumlu, başvuru sahipleri uluslararası korumadan faydalanan kişilerin temel insani hak ve ihtiyaçlarına ve ülke cevaplarına verebilecek bir sistem oluşturulması hedeflenmiştir.
  • Avrupa Birliği müktesebatıyla uyum içinde son on yılda kaleme alınan ulusal programlarımızın göç ve iltica alanına dair ortak vurgusu yeni bir göç ve iltica yasası ile bu konulardaki usul ve işlemleri tek bir elden yürütecek ihtisas biriminin kurulmasıdır. Avrupa Birliği ile müzakerelerde 24’üncü fasıl kapsamında bu kanun tasarısının sahip olduğu önem son Avrupa Birliği İlerleme Raporu’nda da açıkça ifade edilmekte, Avrupa Birliğinin bu alandaki beklentisi dile getirilmektedir.

Avrupa Birliği Bakanlığı temsilcisi Tasarının AB mevzuatına uygunluğu hakkında aşağıdaki hususları belirtmiştir:

  • Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik müzakerelerinde iltica, göç ve vize politikaları 24’üncü Fasıl “Adalet, Özgürlük ve Güvenlik” kapsamında ele alınmakta olup, bu fasla ilişkin tanıtıcı ve ayrıntılı tarama toplantıları 2006 yılında Kurumlarımızın katılımı ile Brüksel’de gerçekleştirilmiştir. Söz konusu toplantıları müteakip, Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanarak AB Konseyi’ne sunulan ve tarafımıza resmi ve gayri resmi olarak iletilen tarama sonu raporlarında da iltica, göç ve vize politikalarıyla ilgili hususlar ele alınmıştır. Söz konusu gayrı resmi tarama sonu raporunda:

“İltica ve Göç Ulusal Eylem Planı çerçevesinde; Türkiye, yasadışı göçmenler, mülteciler ve iltica başvurusunda bulunanlar için gerekli olan altyapısını önemli ölçüde geliştirmek üzere kurumsal kapasitesinin güçlendirilmesinin (uzman personel alımı ve eğitimi dahil) ve yasal uyumu sağlamak için, ayrıntılı bir yol haritası hazırlamasının gerektiği” ifade edilmektedir.

  • 2005 tarihli Müzakere Çerçeve Belgesi’nde Adalet, Özgürlük ve Güvenlik alanına ilişkin olarak Schengen müktesebatı dahil, bu alandaki müktesebatı tümüyle üstlenmemiz gerektiği belirtilmiştir. 25/03/2005 tarihli “İltica ve Göç Ulusal Eylem Planı” kapsamında İltica Kanunu ile Yabancılar Kanunu’nun kabul edilmesi hususları ile bu çerçevede uyum sağlanması gereken AB müktesebatı belirtilmiştir.
  • 2008 tarihli "Avrupa Birliği Müktesebatının Üstlenilmesine İlişkin Türkiye Ulusal Programı”nda, AB müktesebatı ile uyumlu bir iltica otoritesinin kurulmasını da içeren kapsamlı bir kanunun kabulü için hazırlıkların yapılması ve yasadışı göçle mücadele konusunda uluslararası standartlarla uyum içerisinde kapasitenin artırılması önceliklerine de yer verilmiş olup, hazırlanacak Kanun’un kapsamı; “iltica, göç ve yabancılar hususundaki Türk mevzuatının mevcut coğrafi kısıtlamanın korunması suretiyle AB müktesebatı ile uyumlu hale getirilmesi” olarak belirtilmiştir.
  • 2003, 2006 ve 2008 yılı Katılım Ortaklığı Belgeleri’nde ise orta vadeli öncelikler arasında; özellikle Cenevre Sözleşmesi’ne getirilen coğrafi sınırlamaların kaldırılması yoluyla, mülteciler için korumanın, sosyal destek ve bütünleşme tedbirlerinin geliştirilmesi yoluyla iltica alanındaki müktesebat uyumuna devam edilmesi hususu vurgulanmıştır.
  • 2011 İlerleme Raporunda Avrupa Birliği Komisyonu açık bir şekilde Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısına atıf yapmakta, göç ve iltica ile ilgili gelişmeleri Kanunun yasalaşması üzerinden değerlendirmekte, Kanunun hazırlanma sürecini Türk yetkililerinin açık ve şeffaf bir sürecin yürütülmesine yönelik çabaların kanıtı olarak addetmektedir. Göç alanına ilişkin kaydedilen ilerlemenin “sınırlı” olduğu belirtilen raporda, Türkiye’nin göç konusunda önemli bir geçiş ve hedef ülke olmaya devam ettiği vurgulanmaktadır. Raporun göç alanına ilişkin bölümünde Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısının kabul edilmesi, etkin bir iltica ve göç yönetiminin sağlam bir yasal zemine oturması ve göçmenler ile mültecilerin haklarının güvenceye alınması için öncelik olmaya devam ettiği belirtilmiştir.
  • 20, 21, 22, 23, 24 ve 25’inci Reform İzleme Grubu kararlarında, Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısı’nın, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilebilmesi ve Avrupa Birliği müktesebatına uyumun sağlanabilmesi ve yine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin son dönemde ülkemizle ilgili aldığı kararlarda belirtilen hususlarda düzenleme yapılabilmesi bakımından önemli olduğu da vurgulanmaktadır.
  • Tasarı’da, İltica ve Göç Ulusal Eylem Planı’nda, Avrupa Birliği Müktesebatının Üstlenilmesine İlişkin Türkiye Ulusal Program’da ve AB Müktesebatına Uyum Programı’nda uyum sağlanması öngörülen AB müktesebatının büyük ölçüde gözetildiği, Tasarı’nın bu alandaki önceliklere uygun olduğu ve yürürlüğe girmesinin de ülkemiz bakımından önem arz ettiği değerlendirilmektedir.

Tasarıya ilişkin olarak, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği temsilcisi şu hususlara değinmiştir:

  • Tasarı ile, iltica ve göç alanındaki hem uluslararası standartların hem de Avrupa Birliği müktesebatıyla da tesis edilmiş olan en iyi uygulamaların ve mekanizmaların yansıtılmasına olanak sağlanmıştır.
  • Türkiye’de hâlihazırda mevcut bir uygulama bulunmakta ve koruma sağlanmaktadır ancak bu ilkelerin hukukun üstünlüğünü benimsemiş bir yasal çerçeveyle kanun hâline getirilmesi Türkiye'nin bu insancıl değerlere ve ideallere olan bağlılığını yansıtan büyük bir başarıdır.
  • Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği hazırlandığı şekliyle bu kanunun uluslararası insancıl hukukun ve insan hakları hukukunun temel ölçütlerini kapsamına aldığı ve uluslararası korumanın önemini vurgulayan değerleri ve ilkeleri bünyesinde barındırdığı kanaatindedir.

Tasarıya ilişkin olarak, Uluslararası Göç Örgütü Türkiye Misyonu temsilcisi şu görüşleri dile getirmiştir:

  • Göç, son derece karmaşık ve her sektörü ilgilendiren bir süreçtir. Örneğin, sağlık, çalışma, toplumsal cinsiyet eşitliği, çocuklar ve kadınlar, bütün hepsini kapsadığı için hiçbirini izole edemeyeceğimiz, ayrı tutamayacağımız ama birlikte alınması gereken ve gerçekten karmaşık bir olgudur.
  • Uluslararası Göç Örgütü, Tasarının uluslararası standartları tamamen kapsadığı, Avrupa Birliği mevzuatıyla uyumlu, göç ve iltica alanındaki bütün değerleri içeren ve bütün uluslararası standartları gözeten bir çerçevede hazırlandığı kanaatindedir.

Tasarıya ilişkin olarak İnsan Hakları Derneği temsilcisi şu görüşleri dile getirmiştir:


  • Türkiye’nin Cenevre Sözleşmesi’ne koyduğu çekince uyarınca, Avrupa dışından gelenler mülteci sayılmamaktaydı. Tasarı ile bu durumda olanlar “şartlı mülteci” statüsünde sayılacaklardır. Ancak fiili durumda Türkiye’ye gelenlerin büyük kısmı bu statüdedir. Cenevre Sözleşmesi ile getirilen kısıtlama kaldırılmalı ve Türkiye Avrupa dışından gelenlere de mülteci statüsü tanımalıdır.
  • Tasarıda ayrımcılık yasağı ile ilgili bir düzenlemeye yer verilmelidir. Cinsiyet, ırk, renk, etnik, sosyal ya da ulusal köken, kalıtımsal özellikler, dil, din, inanç, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği, felsefi ve siyasi görüş, medeni hâl, hemşehrilik, servet, doğum, hamilelik, sağlık durumu, engellilik, yaş ve benzeri temellere dayanılarak ayrımcılık yapılamayacağının bir madde olarak tasarıya eklenmesi gerekmektedir.
  • Yabancılar için getirilen ikamet izin harcı ödenebilir bir düzeye çekilmelidir.
  • Göç, mülteci ve sığınmacı alanlarında faaliyette bulunan sivil toplum örgütleriyle iş birliğinde “kamu yararına çalışan dernek”lerin yanında, bu konuda çalışan diğer sivil toplum örgütleriyle de işbirliği yapılacağı Tasarıya eklenmelidir.

Tasarıya ilişkin olarak Komisyon Üyeleri tarafından aşağıdaki görüşler dile getirilmiştir:

  • Tasarının düzenlediği konular insana, aileye, travmatik olaylara, gruplara ilişkin konulardır. Dolayısıyla bu sorunun salt bir idari yapılanma değişikliği ile çözülmesi mümkün değildir. Tasarı ile getirilen idari yapılanmada çalışacak olan uzmanların hukukçular ve iktisadi ve idari bilimler mezunları arasından seçilmeleri doğru değildir. Göçmenlerin sorunları üzerine çalışacak bir kurumda uzman olarak çalışması gerekenler sosyologlar, psikologlar, rehberlik ve danışmanlık mezunları, eğitimciler, sosyal çalıştırıcılar vb. gruplar olmalıdır. Çünkü sorun idari bir sorun değil, insani bir sorundur ve çözümler de insani sorun uzmanlarında aranmalıdır.
  • Göçmen ticareti sonucunda yakalanıp gözaltına alınanların yiyecek ihtiyaçları dahi günler boyunca karşılanamayabilmektedir. Bunun sebebi olarak ise ödenek yokluğu gösterilmektedir. Bu sorunu çözecek düzenleme yapılması gerekmektedir.
  • Tasarıya ayrımcılık yasağı ile ilgili hükümler eklenmelidir. Hakkında sınır dışı kararı verilen göçmenlerin adli yardımdan faydalandırılması gerekmektedir.

Tasarının tümü üzerindeki görüşmelerin ardından, Tasarının maddelerinin görüşülmesine geçilmesi kabul edilmiş ve Komisyonumuzca Tasarının yalnızca değişiklik önergesi verilen 4’üncü, 9’uncu, 53’üncü, 66’ncı, 75’inci, maddelerinin görüşülmesine karar verilmiştir.

Tasarının 66’ncı maddesi üzerine yapılan görüşmelerde, uluslararası koruma başvurusunda bulunan refakatsiz çocukların, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından, uygun konaklama yerlerine veya yetişkin akrabalarının yanına yahut koruyucu bir ailenin yanına yerleştirilmelerinde “çocuğun görüşüne başvuru” koşulunun getirilmemiş olması eleştirilmiştir.

Bu çerçevede yapılan görüşmeler sonucunda, Avrupa Birliği’nin 2004/83/AT sayılı Direktifi’nin 30’uncu maddesine uygun olarak, çocukların yaşlarına ve olgunluk derecelerine bağlı olarak görüş ve isteklerinin göz önünde bulundurulması gerektiği gerekçesiyle, 66’ncı maddenin birinci fıkrasının (b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:

“b) Refakatsiz çocuğun görüşüne başvurularak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından, uygun konaklama yerlerine veya yetişkin akrabalarının veya koruyucu bir ailenin yanına yerleştirilirler.”

Haklarında önerge bulunan maddeler üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından Tasarının tümü, yapılan değişikliklerle birlikte Komisyonumuzca uygun bulunmuştur.

Raporumuz, yukarıdaki mülahazalarla, esas Komisyon olan İçişleri Komisyonu’na sunulmak üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile arz olunur.


Başkan Başkanvekili
Sözcü
Mehmet Tekelioğlu Cahit Bağcı Ercan Candan
İzmir
Çorum
Zonguldak
Kâtip
Üye
Üye
Ahmet Kenan Tanrıkulu Nazmi Haluk Özdalga Zühal Topcu
İzmir
Ankara
Ankara
(Muhalifim)
Üye
Üye
Üye
Aykan Erdemir
Ali Şahin
Ayşe Eser Danışoğlu
Bursa
Gaziantep
İstanbul
(Muhalifim) (Muhalifim)
Üye
Üye
Üye
Halide İncekara Oğuz Oyan Yıldırım Mehmet Ramazanoğlu
İstanbul
İzmir
Kahramanmaraş
Üye
Üye
Üye
Lütfü Türkkan Cem Zorlu Faruk Işık
Kocaeli
Konya
Muş
Üye
Üye
Üye
Ebubekir Gizligider Afif Demirkıran Mesude Nursuna Memecan
Nevşehir
Siirt
Sivas



Hukuki metinler.jpg
Hukuki Metinler

Ulusal Mevzuat · Uluslararası Sözleşmeler ve ilgili mevzuat · AİHM Kararları · BMMYK Kılavuz İlkeleri · BMMYK EXCOM Kararları · Türkiye İlerleme Raporları · BM İnsan Hakları Kitapçıkları · Geri Kabul Anlaşmaları · TBMM Genel Kurul Tutanakları · TBMM Soru Önergeleri