Uluslararası Göç Hukuku
Uluslararası göç hukuku, kişilerin devletler içinde veya devletler arasında hareketlerini düzenleyen ve bu hareketlerle ilgili devletlerin yetki ve yükümlülüklerini, göçmenlerin statü, hak ve sorumluluklarını ile uluslararası iş birliğini kapsayan çeşitli uluslararası hukuk kaynaklarından türeyen yasal çerçeveyi ifade eder.
Uluslararası göç hukuku, bağımsız ve tekil bir hukuk rejimi olmayıp, göçü düzenleyen farklı hukuk dalları, ilkeler ve normların bir şemsiyesi olarak kullanılır. Göçle ilgili temel hukuk alanları arasında Uluslararası İnsan Hakları Hukuku, İş Hukuku, İnsancıl Hukuk, Deniz Hukuku, Uluslararası Ceza Hukuku, Konsolosluk Hukuku, Mülteci Hukuku ve Vatandaşlık Hukuku gibi birçok farklı hukuk dalı yer alır.
Bu hukuk dalının temel taşlarından biri, 1951 Cenevre Mülteci Sözleşmesi ve 1967 Protokolü olup, mültecilerin korunmasına ilişkin uluslararası bağlayıcı standartları belirler. Ayrıca, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından hazırlanan göçmen işçilerin haklarına yönelik sözleşmeler, insan ticareti ve düzensiz göçle mücadeleye yönelik BM ve diğer uluslararası kurumların düzenlemeleri de göç hukukunun önemli parçalarını oluşturur.
Uluslararası göç hukuku, mülteciler, sığınmacılar, göçmen işçiler, düzensiz göçmenler ve yerinden edilmiş kişiler gibi farklı gruplara özgü koruma ve yükümlülükleri tanımlar. Sınır yönetimi, geri gönderme yasağı (non-refoulement), aile birleşimi hakkı ve korunma talebinde bulunma hakkı gibi temel ilkeleri içerir.
Aynı zamanda devletlerarası iş birliği ve koordinasyonun sağlanması için bir çerçeve sunar; ülkelerin ulusal mevzuatlarının uluslararası standartlarla uyumlu hale getirilmesini teşvik eder. Birleşmiş Milletler (BM), Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), Uluslararası Göç Örgütü (IOM), Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) gibi uluslararası kuruluşlar göç hukukunun geliştirilmesi, uygulanması ve göçmen haklarının korunmasında aktif rol oynar.