"HRW - Suriye'nin Komşuları: Sınırlarınızı Mültecilere Açık Tutun" sayfasının sürümleri arasındaki fark

madde14 sitesinden
Şuraya atla: kullan, ara
k (1 revizyon içe aktarıldı)
 
43. satır: 43. satır:
  
  
[[Category:Raporlar_(2012)]][[Category:Rapor_(Ortadoğu)]][[Category:Rapor_(Türkiye)]]
+
[[Category:Raporlar_(2012)]][[Category:Rapor_(Ortadoğu)]][[Category:Rapor_(Türkiye)]][[Category:Rapor_(Suriye)]]

20.01, 8 Nisan 2019 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) tarafından 29 Ağustos 2012 tarihinde yapılan açıklamanın Türkçe tam metnini aşağıda bulabilirsiniz.




İnsan Hakları İzleme Örgütü bugün yaptığı açıklamada Suriye'ye komşu ülkelerin sınırlarını sayıları giderek artan Suriyeli mültecilere açık tutması gerektiğini, diğer ülkelerin de bu ev sahibi ülkelere cömertçe bağış yapmaları gerektiğini söyledi. Türkiye, Irak, Ürdün ve Lübnan komşuları Suriye'den kaçan 200,000 üzerinde mülteciye sınırlarını açtı ama geçen hafta bu ülkelerdeki bazı yetkililer kotalarını doldurmak üzere olduklarını ve yakında sınırlarını kapayabileceklerini ifade etti.


İnsan Hakları İzleme Örgütü, yüksek sayıların oluşturduğu baskıya rağmen Suriyeli mültecilerin komşu ülke sınırlarından geçmelerine ve ülke içinde gözaltına alınma, kapalı kamplarda tecrit ve sınır dışı edilme korkusundan uzak yasal olarak kalmalarına izin verilmesi gerektiğini ifade etti.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Mülteci Programı direktörü Bill Frelick "Suriye'nin yıllar boyunca kendi ülkelerindeki çatışmalardan kaçan Filistinli, Lübnanlı ve Iraklılara sınırlarını açtığını ve ülke içinde serbestçe hareket etmelerine izin verdiğinğ" hatırlatarak "bugün Suriyeliler dehşet verici bir şiddetten kaçarken komşu ülkeler de aynı misafirperverliği göstermelidir" dedi.


Mültecilerin sayıları arttıkça ve geliş tempoları sıklaştıkça ev sahibi ülkeler mültecileri durdurmak ve görünürlüklerini asgari düzeyde tutmak için kapalı kamplarda tutmak veya yasal bir statü vermemek yoluna gidiyorlar. Türkiye dışişleri bakanı Birleşmiş Milletler'in Suriye içinde sözde güvenli bölgelerde kamplar kurması gerektiğini dile getirdi. Böyle bir güvenli bölge tesis edilebilecekse bile, burası insanların Suriye'den kaçıp başka ülkelere sığınmasını engellemek için kullanılmamalıdır.

Bugüne dek İsrail hariç Suriye'ye komşu ülkeler sınırlarını çoğunlukla açık tuttu. İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak İsrail'in Suriye'den kaçan "mülteci dalgasının" işgal altındaki Golan Tepeleri'ne gitmelerini engelleyeceğini belirtti. İnsan Hakları İzleme Örgütü böyle bir girişimin kişileri zorla hukukdışı olarak zulme geri göndermek sayılacağını söyledi.


Yaklaşık 9,000 Suriyeli iki kilit sınır kapısında kontrollerin fiilen durması sebebiyle Türkiye sınırının Suriye tarafına yığılmış durumda. 20 Ağustos 2012 günü Türkiye dışişleri bakanı Ahmet Davutoğlu Hürriyet gazetesine verdiği demeçte BM'nin Suriye içinde kamplar kurması gerektiğini, Türkiye'nin halen ülkede bulunan 65,000 Suriyeliye ev sahipliği yapmakta zorlandığını ve Türkiye'nin 100,000'den fazla mülteci kabul edemiyeceğini ifade etti. Davutoğlu'nun açıklama yapmasından bu yana Türkiye'de kayıt altına alınan Suriyeli mülteci sayısı yaklaşık 15,000 arttı.


Yüzlerce Suriyeli de Irak sınırının Suriye tarafında hava ve kara saldırısına açık bir halde bekliyorlar. Irak hükümeti el Kaim geçiş noktasını kapattığı için birçoğu Bab Es Selam sınır kapısının Suriye tarafındaki bir otobüs durağında mahsur kalmış halde bekliyor. Derme çatma bir kampa dönüşmüş alanda kaldırımlarda uyuyorlar. Irak yetkilileri el Kaim kampının kapasitesini arttırdıktan sonra sınırı yeniden açacaklarını söylüyor ama Irak Yer Değiştirme ve Göç Bakanlığı 27 Ağustos'ta İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne sınırın kapatılması konusunda kendilerinin bir tavsiyede bulunmadıklarını ve bu kararın sadece bir "güvenlik tedbiri" olduğunu söyledi. Kampın idaresinden sorumlu olanlardan bir hükümet dışı örgüt temsilcisi İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne kamp kapasitesinin henüz dolmadığını söyledi.


Frelick "Türkiye, Ürdün, Irak ve Lübnan sınırlarını Suriyeli mültecilere açık tuttuklarını için büyük bir takdiri hak ediyor. Suriye'de şiddet arttıkça ve mülteciler daha çok sayıda ve daha hızla gelmeye devam ettikçe sınırların açık kalması ve kişilerin ülkeleri dışında sığınma arama temel hakkına saygı gösterilmesi daha da büyük bir önem taşıyor" dedi.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) bölgede 200,000 üzerinde Suriyeli mültecinin kayıt altına alındığını veya alınmakta olduğunu, Ağustos sonunda yeni gelenlerle birlikte sayının ciddi oranda arttığını ifade etti. Mültecilerin birçoğu kayıt edilmediği için gerçek mülteci sayısı çok daha fazla olabilir.


Irak, Ürdün, Lübnan ve Türkiye Suriyelilere ve Suriye'den diğer kaçanlara yenilenebilir kısa süreli vize, sığınmacı statüsü ve geçici koruma gibi farklı hukuki statüler tanıyor. Ne var ki hiçbir ülke Suriyelileri mülteci olarak tanımadı ve bazıları onları ilk andan itibaren veya son zamanlarda mülteci kamplarında tutarak hareketlerini kısıtladı. Ev sahibi ülkelerin çoğu Suriyelileri uluslararası hukuk bakımından belirli haklara sahip bir ifade olan mülteci yerine "misafir" veya "kardeş" olarak tanımlıyor.


BMMYK'nin krizi yönetebilmek için gereken 193 milyon ABD Doları talebine cevaben uluslararası topluluk bugüne dek gereken miktarın yaklaşık üçte birini, 64 milyon Dolar bağışladı. İlaveten Arap Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri de ev sahibi ülkelere 100 milyon dolar taahhüdünde bulundu. Suudi Arabistan ise en az 72.5 milyon Dolar topladı. İnsan Hakları İzleme Örgütü bağışçı ülkelerin, en fazla mülteci barındıran ev sahibi ülkelere cömertçe yardım etmelerinin son derece önemli olduğunu, bu ülkelere kamplar açmaları için de destek verilmesi gerektiğini söyledi.


Türkiye 27 Ağustos itibariyle 74,000 kişiyle en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke konumunda. Yetkililer sınıra yakın dokuz kamp açtılar ve yedi kamp daha hazırlanıyor. Türkiye kamptaki mültecilerin kısa süreli olmak şartıyla giriş çıkışlarına izin veriyor ve insani yardım talep etmeyen mültecilerin kampların dışında yaşamasına gayri resmi olarak izin veriyor.


Ürdün 24 Ağustos itibariyle 61,000 mülteciyi kayıt altına almış veya almak üzereydi. Yetkililer el Zaatri'de yaklaşık 16,500 mülteciyi barındıran bir mülteci kampı açtılar. İnsan Hakları İzleme Örgütü 8 Ağustos'ta el Zaatri kampını ziyaret ettiğinde kamptaki Suriyeli mülteciler İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne kamptan ayrılmalarına izin verilmediğini söylediler. Az sayıda kişi de Ürdünlü bir kefil bulanların ve nüfuzlu bir Ürdünlü tanıdığı olanların kamptan temelli ayrılabildiğini ifade etti. Basında yer alan haberlere göre 13 Ağustos'ta Ürdün toplum polisi 60 mültecinin kamptan ayrılmasını engelledi. 26 Ağustos'ta hükümet sözcüsü Samih Maaytah Jordan Times gazetesine, şiddetten kaçan mültecilerin sayısının "kampların kaldırabileceği sayıyı geçtiğini ve kampları idare eden kurumların kapasitesininçok daha üstünde bir çabanın gerektiğini" söyledi.


Irak yaklaşık 16,000 Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapıyor. Bu sayının aşağı yukarı dörtte üçü Suriye sınırını açık tutan ve mültecilerin girip çıkmakta veya tamamen terk etmekte özgür oldukları açık mülteci kampları kurmuş olan kuzey Irak'taki Kürt Bölgesel Hükümeti'nin topraklarında bulunuyor. Anbar vilayetinde Irak merkezi hükümet yetkilileri sınırı dönemsel olarak kapattı ve yeni gelen mültecilerin kamplarda tutulacağını belirtti. İnsan Hakları İzleme Örgütü 9 Ağustos'ta mültecilerin geçici olarak tutulmakta oldukları 17 okuldan beşini ziyaret etti ve bu yerlerin polis ve askeriye tarafından korunduğunu ve mültecilerin buraları terk etmelerine izin verilmediğini gözlemledi. 27 Ağustos itibariyle 4,250 mülteci el Kaim'deki kampta ve okullarda kapalı tutulmaktaydı. Yer Değiştirme ve Göç Bakanlığı'ndan bir yetkili İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne sınırın kapatılmasından sonra onlarca ailenin, dosyaları tekil olarak değerlendirildikten sonra sınırı geçmelerine izin verildiğini söyledi.


Lübnan'da BMMYK ve Yüksek Yardım Konseyi yaklaşık 51,000 Suriyeli mülteciyi kayıt altına aldı veya alıyor ve yardım ediyor. Ancak kayıtlı olmak Suriyelilere hukuki bir statü sağlamıyor; yalnızca yardım alma hakkına sahip oluyorlar. Resmi bir sınır kapısından giriş yapanlar iki defa yenilenebilir 6 aylık giriş vizesi alma hakkına sahipler. Diğer yollardan giriş yapanlar hapis, para cezası ve belgesiz göçmen olarak sınırdışı edilme riskiyle karşı karşıya. Çok sayıda Suriyeli mülteci sınır kontrol noktalarında gözaltına alınmaktan korktukları için Lübnan'a yasadışı yollardan giriş yaptı ve bu yüzden gözaltına alınma ve muhtemelen sınırdışı edilme riskiyle karşı karşıya. Lübnan Ağustos ayında 14 Suriyeliyi sınır dışı etti. Bunlardan dördü geri döndüklerinde zulüm göreceklerinden endişeleniyordu.


Frelick "Mülteci kamplarının acil durumlarda barınak sağlayan ve hayat kurtaran önemli yerler"olduğunu, "ama kapalı kampların, özellikle de uzun süre kapalı tutulanların mülteci haklarının sekteye uğramasına ve öfke ve sıkıntının ortaya çıkmasına sebep olabileceğine" dikkat çekerek, "ev sahibi ülkeler gerekli güvenlik taramasından sonra mültecilere hukuki statülerini ve serbest dolaşım haklarını tanımalıdır. Böylece mülteciler kendilerine bakabilecek duruma gelecek ve ev sahibi ülkede tüketmek yerine ekonomisine katkıda bulunabileceklerdir" dedi.


Raporlar.jpg
Raporlar

Konuya Göre: Türkiye · Suriye · Yunanistan · Avrupa · Ortadoğu · Afrika · Asya · LGBTQ+ · İklim Mültecileri
Yıllara Göre: 1989 · 1999 · 2000 · 2001 · 2002 · 2003 · 2004· 2005 · 2006 · 2007 · 2008 · 2009 · 2010 · 2011 · 2012 · 2013 · 2014 · 2015 · 2016 · 2017 · 2018 · 2019 · 2020 · 2021 · 2022 · 2023