ECRI - 4. İzleme Dönemi Raporu

madde14 sitesinden
Jaakpaat (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 15.06, 7 Kasım 2018 tarihli sürüm (Jaakpaat, ECRI 4. İzleme Dönemi Raporu sayfasını ECRI - 4. İzleme Dönemi Raporu sayfasına taşıdı)
(fark) ← Önceki hâli | En güncel hâli (fark) | Sonraki hâli → (fark)
Şuraya atla: kullan, ara

 Irkçılığa ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu'nun (ECRI), dördüncü izleme dönemi Türkiye raporunun Mülteciler ve Sığınmacılar ile ilgili bölümünü aşağıda bulabilirsiniz.


Raporun Türkçe tam metni için tıklayınız.




Mülteciler ve sığınmacılar


127. ECRI Türkiye ile ilgili üçüncü raporunda, Türk yetkililere, sığınmacıların menşe ülkeleriyle ilgili coğrafi çekincelerini acilen kaldırmaları çağrısında bulunmuştur. ECRI yetkililerin sığınmacılarla temas halindeki tüm personeline, sığınmacıların karşı karşıya olduğu sorunlarla ilgili farkındalık arttırıcı eğitim ve insan hakları eğitimi sağlamasını tavsiye etmiştir. Sığınmacı başvurularının işleme konmasında daha saydam olunması ve sığınmacıları haklarından haberdar etme yöntemlerini iyileştirme ihtiyacını vurgulayarak, yetkilileri sığınmacılar adına faaliyet gösteren UNHCR ve STK’larla işbirliğini arttırmaya ve sürdürmeye acilen davet etmiştir.


128. Bu yönde, özellikle de 2005 yılında AB’nin göç ve sığınma müktesebatının uygulanması için bir ulusal eylem planının kabul edilmesini müteakiben İçişleri Bakanlığı bünyesinde bir Sığınma ve Göç Mevzuatı ve İdari Kapasite Geliştirme ve Uygulama Bürosu kanalıyla çalışmalar yapılmasına rağmen, Türkiye’nin halen kapsamlı bir sığınmacı yasası yoktur. Yetkililer ayrıca, sığınma yasa taslağı konusunda sivil toplumla istişarenin planlandığını belirtmişlerdir. ECRI Türkiye’nin sadece Avrupa menşeli sığınmacılara koruma yükümlülüğü deruhte ettiği coğrafi kısıtlamayı kaldırmadığına kaygı ile işaret etmektedir.Yetkililer, Sığınma ve Göçle ilgili Ulusal Eylem Planı uyarınca, mevzuatta ve altyapıda gerekli değişikliklerin yapılması ve AB’nin yük paylaşımına dahil olmayı kabul etmesi halinde coğrafi kısıtlamanın kaldırılabileceğini belirtmişlerdir. Yetkililer bu bağlamda, sığınmacılara hizmet edecek ve taleplerini karşılayacak şekilde mevcut altyapıyı güçlendirecek çeşitli projelerin tamamlanmış veya tamamlanmakta olduğuna işaret etmişlerdir. Bu arada, Türk kural ve yönetmelikleri uyarınca, Avrupa menşeli olmayan sığınmacılar Türk makamlarına “geçici sığınmacı statüsü” ile başvururken, buna paralel olarak da UNHCR sığınmacı statüsü belirleme çalışmalarını sürdürmekte olup, Büroları açısından kaygı konusu olduğu belirlenen şahıslar için kalıcı çözüm arayışı içindedir. Her yıl yeni yerlere yerleştirilebilecek, kabul edilen mülteci sayısı, UNHCR’ın kayıtlarındaki toplam mülteci sayısının oldukça altındadır: ECRI bunun sonucunda, UNHCR tarafından tanınan ve Türkiye’de kalan birkaçbin mültecinin, Türk yasaları uyarınca sadece geçici sığınmacı statüsünde olmalarından endişe duymaktadır. Bu statü uyarınca mülteci çocuklarının ilkokula devamı mümkün olmakla birlikte, yasal statüsü olmayanların okula yazılmada veya okul belgeleri almada güçlüklerle karşılaşmaları mümkündür; özellikle de birinci kademe tedavinin ötesinde tedavi gerektiren ciddi hastalıkları olanların tıbbi tedavi ve bakım almaları her zaman garanti edilememektedir; yasal olarak işe girme konusunun ise, çalışma belgesi elde etmede karşılaşılan güçlükler nedeniyle, genelde sadece teoride mümkün olduğu bildirilmektedir.


129. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 22 Eylül 2009’da, UNHCR’ın daha önce mülteci olarak kabul ettiği İranlı başvuru sahipleri Abdolkhani ve Karimnia’nın Türk yetkililerce gözaltına alınmaları ve İran’a geri gönderilme teşebbüsleriyle ilgili Abdolkhani ve Karimnia-Türkiye davasında kararını açıklamıştır[1]. ECRI, Mahkemenin davayla ilgili olarak Sözleşmenin 13, 5.1, 5.2 ve 5.4 no.lu maddelerinin ihlal edildiğine hükmederek, davacılara uygulanan yasal hükümler ve uygulanan usullerle ilgili olarak, davacıların İran’a iade edilmeleri durumunda karşı karşıya kalacaklarını öne sürdükleri riskleri göz önüne almama, davacılara avukat yardımı sağlamama ve İran’a iade edilmeleriyle ilgili bildirimde bulunmama gibi ciddi hatalara işaret ettiğini ve ulusal sistemin başvuru sahiplerini keyfi gözaltına almaya karşı koruyamadığını tespit ettiğini dikkate almıştır. Yetkililer bu kararın kesinleşmesi ve bağlayıcı hale gelmesinden sonra, söz konusu davalarda sadece mevzuatın uygulanma yönteminden kaynaklardan sorunlara çözüm bulmak üzere İçişleri Bakanlığınca iki genelge yayınladığını belirtmişlerdir. Aynı zamanda yabancılarla, mültecilerle ve sığınmacılarla ilgili iki yeni yasa taslağı da hazırlanmıştır. ECRI bu bilgiyi memnunlukla karşılamakta ve tüm bu tedbirlerin, söz konusu kararın Avrupa İnsan Hakları Sözlemesinin 46. maddesi uyarınca uygulanmasının denetlenmesi görevinin bir parçası olarak Bakanlar Komitesince ayrıntılı bir şekilde inceleneceğine dikkat çekmektedir.


130. Sosyal haklar konusunda ise ECRI sığınmacıların artık, birinci kademe sağlık hizmetlerine parasız erişim hakkı veren “yeşil kart” alabildikleri bilgisini memnunlukla karşılamaktadır. Ancak iş bulabilmeleri için mültecilerin ve sığınmacıların Türkiye’de yasal olarak ikamet etmeyle ilgili yasanın koyduğu tüm kıstaslara uymaları gerekmektedir.Bu da, mültecilerin ve sığınmacıların, diğer tüm yabancılar gibi, altı ayda bir adam başına 150 Euro ödemelerini gerektirmektedir.Gecikmeli ödemelerin %100 oranında bir cezası vardır ve ödemelerini tam yapmayanların ülkeden ayrılmasına izin verilmemektedir. ECRI bazı mültecilerin, söz konusu ülkelerin izin vermesine rağmen, Türkiye’deki
ikamet harcı ödemesini yapmadıkları için başka ülkelere yerleşmelerine izin verilmediğini öğrenmiştir. ECRI söz konusu gerekliliklerin, mültecilerin ve sığınmacıların özel hassas durumlarını göz önünde bulundurmamasından derin kaygı duymaktadır. Çünkü söz konusu mülteciler ve sığınmacıların büyük bölümü ülkeye yanlarında çok az eşya ile gelmekte ve ayakta durmalarına yardımcı olacak bir destek ağından mahrum bulunmaktadırlar. ECRI mevcut yasalara göre kaymakamların zayıf durumdaki şahısları ikamet harcından muaf tutabildiğine dikkat çeker. Ayrıca, İçişleri Bakanlığının 19 Mart 2010 tarih ve 19 sayılı Genelgesi uyarınca, ilgili il emniyet müdürlüğünün, mülteci/sığınmacının verdiği bilgilere göre, 15 gün içinde söz konusu mülteci/sığınmacının ikamet harcı ödeyecek mali gücü olup olmadığını değerlendirmesi gerekmektedir. Mülteci/sığınmacının ödemeyi yapacak yeterli parasal kaynağının olmadığının değerlendirilmesi veya yetkililerin bu konuda bir sonuca varamaması halinde, ödeme askıya alınır. ECRI, çok olumlu bir adım olduğu anlaşılan bu adımı memnunlukla karşılamakta, ancak bu tedbirin nasıl uygulandığını ve etkisini değerlendirmek için henüz çok erken olduğuna dikkat çekmektedir.


131. Yetkililer, sığınmacılarla temas halindeki görevlilerin eğitimi ile ilgili olarak 2002- 2006 yılları arasında UNHCR ile işbirliği içinde, mülteci ve sığınmacı konularıyla ilgili 8 ortak seminer düzenlendiğini, ve İstanbul ve Ankara’da da 84 görevliye göç ve mülteci konularında eğitim sağlandığını belirtmişlerdir. Gelecekte Muğla, Antalya, Hatay ve İzmir’de de ilave eğitimler planlanmaktadır. Toplam olarak 1022 görevliye İçişleri Bakanlığınca UNHCR ile işbirliği içinde eğitim sağlanmış olup, mülteci statüsünün tespitine ilişkin ileri seviyede eğitim de devam etmektedir. Psikolojik destek ve danışmanlık hizmeti konularında da eğitim programları STKlarla müştereken sağlanmaktadır. Sığınmacıların kendilerine gelince, bunlara da hak ve görevleri hakkında sözlü ve yazılı bilgi verilmekte, ve sınır noktalarında dağıtılan broşürlerde sığınmacılara yönelik temel bilgiler verilmekte olup, sığınmacılara ücretsiz olarak çevirmenlik hizmetleri sağlanmaktadır. Toplumun mültecilere ve sığınmacılara karşı tavrıyla ilgili olaraksa, sivil toplum oyuncularının, Türk toplumunun genelde mültecilere ve sığınmacılara karşı hoşgörülü olduğunu belirtmesine rağmen, görünürlüğü olan azınlıklar zaman zaman düşmanca ve saldırgan tavırlarla karşılaştıklarını veya spesifik ihtiyaçlarının karşılanmadığını bildirmişlerdir.


132. ECRI, diğer tüm konularla ilgili olarak Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserinin 2009 Haziran-Temmuz aylarında Türkiye’ye yaptığı geziyi müteakiben sığınmacıların insan haklarına ilişkin ayrıntılı raporuna atıfta bulunmaktadır[2].


133. ECRI bir kez daha sığınmacıların menşeiyle ilgili coğrafi çekincesini kaldırması için Türkiye’ye acilen çağrıda bulunmaktadır ve söz konusu çekince yürürlükte kaldığı sürece, Türk yasalarına göre “geçici sığınmacı” statüsünde olan veya bu statü için başvuruda bulunan Avrupalı olmayan sığınmacıların aşırı bir şekilde tehlikeye atılmaması veya Türkiye’de doğrudan veya dolaylı ayrımcılığa maruz bırakılmamasının sağlanması için yetkililere acilen çağrıda bulunmaktadır.


134. ECRI mültecilerin ve sığınmacıların özellikle hassas bir konumda olduklarını hatırda tutarak, Türk makamlarına, gerek ilgili mevzuatta yapılacak değişikliklerle, veya bunlar süratle gerçekleştirilemeyeceklerse, mevzuatın mevcut kuralları çerçevesinde, tüm mültecileri ve sığınmacıları ikamet harcından muaf tutmaya acilen çağrıda bulunmaktadır. ECRI bu bakımdan, yetkililerin İçişleri Bakanlığının 19 Mart 2010 tarihli genelgesinin uygulamadaki etkisini, bu genelgenin söz konusu sorunların çözümündeki etkililiğini değerlendirmek üzere incelemelerini tavsiye etmektedir.


135. ECRI yetkililere, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Abdolkhani ve Karimnia- Türkiye davasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesiyle ilgili ihlallerin meydana geldiğine hükmetmesine yol açan Türkiye’deki sığınmacı sistemindeki sistemik zaafların giderilmesi için süratle hareket ederek diğer mültecilerin ve sığınmacıların gelecekte benzer ihlallere maruz kalmamasını sağlaması için acilen çağrıda bulunmaktadır.


136. ECRI Türk yetkililere sığınmacılarla temas eden tüm görevliler ve yargı üyelerine, sığınmacılarla yaşanan sorunlarla ilgili olarak, sığınmacılara atacakları adımlarla ilgili olarak yardımcı olmak üzere, insan hakları eğitimi ve farkındalık arttırıcı eğitim sağlamalarını tavsiye etmektedir.



  1. Abdolkhani ve Karimnia- Türkiye davası (başvuru no. 30471/08), 22 Eylül 2009 tarihli karar (ikinci bölüm), nihai karar 1 Mart 2010.
  2. İnsan Hakları Komiserinin 28 Haziran - 3 Temmuz 2009 tarihleri arasında Türkiye’yi ziyaretini müteakiben yayınlanan Rapor; İncelenen Konu: Mültecilerin ve sığınmacıların insan hakları, (2009)31, 1 Ekim 2009.



Raporlar.jpg
Raporlar

Konuya Göre: Türkiye · Suriye · Yunanistan · Avrupa · Ortadoğu · Afrika · Asya · LGBTQ+ · İklim Mültecileri
Yıllara Göre: 1989 · 1999 · 2000 · 2001 · 2002 · 2003 · 2004· 2005 · 2006 · 2007 · 2008 · 2009 · 2010 · 2011 · 2012 · 2013 · 2014 · 2015 · 2016 · 2017 · 2018 · 2019 · 2020 · 2021 · 2022 · 2023