AB Komisyonu 2008 Türkiye İlerleme Raporu

madde14 sitesinden
Şuraya atla: kullan, ara

Avrupa Komisyonu tarafından Avrupa Parlamentosu'na ve Konsey'e sunulan "Türkiye 2008 Yılı İlerleme Raporu"nda göç ve iltica alanını içine alan Adalet, Özgürlük ve Güvenlik başlıklı 24. fasılın Türkçe tercümesini aşağıda bulabilirsiniz.

Raporun Türkçe tam metnine ulaşmak için tıklayınız.





24. Fasıl: Adalet, Özgürlük ve Güvenlik


Göç alanında bir miktar gelişme kaydedilmiştir. İltica ve Göç Görev Gücü, düzensiz göçle bağlantılı sınır görevlerinden sorumlu birimleri bir araya getiren üst düzey bir çalışma grubu kurmuştur. Anılan çalışma grubu, ortak risk analizleri yaparak daha fazla birimlerarası işbirliği sağlamayı amaçlamaktadır.


2007 yılında 64.290, 2008 yılının ilk yedi ayında ise 33.143 yasadışı göçmen yakalanmıştır. Yasadışı göçmenlere sağlanan barınak kapasitesi, 1512’den 1793’e çıkarılmıştır. Türkiye, Afganistan’a Geri Kabul Anlaşması imzalamayı teklif etmiştir. Pakistan’la ise geri
kabul anlaşmasının ilk tur görüşmeleri tamamlanmıştır. Bununla birlikte, Türkiye, Aralık 2006’dan beri Avrupa Topluluğu ile Geri Kabul Anlaşması müzakeresi yapmamaktadır. Türkiye’deki düzensiz göçmenlerin idaresi hususunda sınırlı bir ilerleme kaydedilmiştir.


Ancak, ilgili makamların, tutuklama ve sınırdışı etme kararları için, göçmenlerin anlayabileceği bir dille kaleme alınmış yazılı gerekçeleri sistematik olarak vermelerinin sağlanmasını teminen, gerekli prosedürlerin iyileştirilmesine ihtiyaç vardır. Tutuklama ve nakil kararları, bir üst idari denetime ve mümkünse yargı denetimine açık olabilmelidir. Tutuklama süresi yasayla sınırlanmalı veya -en azından uzatılmış tutukluluk hallerindedüzenli olarak yeniden incelenmelidir.


Yakalanmış düzensiz göçmenlerin tutukluluk süresindeki maddi tutukluluk şartlarının iyileştirilmesine ihtiyaç vardır. Olanaklar, tutukluların yalnızca cinsiyet temelinde değil, aynı zamanda yaş ve adli sicillerine göre de ayrıma tabi tutulmalarının sağlanması yoluyla daha da
iyileştirilebilir. Aile üyelerinin birlikte kalma imkanlarının olması gerekmektedir.


Tutuklanmış düzensiz göçmenlerin, ücretsiz adli yardım hizmetine, iltica işlemlerine, tercüme servislerine, psikolojik ve tıbbi yardıma, eğitim ve eğlence faaliyetlerine erişimlerinin daha da geliştirilmesine ve refakatçisi bulunmayan küçük çocukların tutuklama merkezlerinin
dışındaki kabul merkezlerinde barınma imkanlarının sağlanmasına ihtiyaç vardır. Sözkonusu iyileştirme çalışmaları, anılan hizmetlerde uzmanlaşmış ulusal ve uluslararası örgütler ile tutuklama merkezlerini idare eden yetkililer arasında daha yakın işbirliği tesis edilmesi
yoluyla gerçekleşebilecektir. 


Göç alanında hizmet veren personel için belirli bir eğitim veya eğitim müfredatı sözkonusu değildir. Göç konusunda uygun bir veri sistemi yoktur. Keyfi sınırdışı vakaları, fazla sayıda olmasa da, ciddi endişe kaynağı olmaya devam etmektedir.


İltica alanında sınırlı ölçüde ilerleme kaydedilmiştir. Türkiye, mültecilerin statüsüne ilişkin olarak Cenevre Sözleşmesi’ndeki ve ilgili 1967 tarihli Protokol’deki coğrafi sınırlamayı uygulamaya devam etmektedir. İçişleri Bakanlığı, karar alma sürecinin adem-i merkeziyetçi
bir yapıya kavuşturulması için yapılan hazırlıklar çerçevesinde yetkililerin eğitilmesi için UNHCR (BM Mülteciler Yüksek Komiserliği) ile birlikte çalışmıştır. Türk Polis Teşkilatı bünyesindeki Yabancılar, Hudut ve İltica Dairesi, kaynak ülke bilgi sisteminin yönetimini
üstlenme hazırlıklarına başlamıştır. İdari kapasitenin arttırılması ve iltica işlemlerinin modernize edilmesine yönelik yoğun çalışmalar devam etmektedir. İçişleri Bakanlığı ayrıca, hem kabul hem de entegrasyon konularını yönetebilmek üzere münhasıran tahsis olunacak bir
makam kurulması yönünde ilk adım olarak, bir iltica yönetim birimi ihdas edilmesini teminen iç idari işlemleri başlatmıştır.


2007 yılında, 5846 iltica talebinde bulunulmuştur. Bu, 3541 başvurunun yapıldığı 2006 yılına kıyasla % 65’lik bir artışa işaret etmektedir. 2008 yılının ilk sekiz ayında ise, 2.364 başvuru kayda geçirilmiştir. Değerlendirilen (tahkikat aşaması) toplam başvuru sayısı, 15.562’ye (6.622 Iraklı, 5.449 İranlı, 1.260 Somalili, 1.279 Afgan ve diğerleri) yükselmiştir. Bu zamana kadar, 44 başvuru sahibine mülteci statüsü verilmiştir. Türk Hükümeti 2007 yılında, tüm sığınmacıların, mülteci  olarak tanınan kimselerin, “geçici sığınmacıların” veya “misafirlerin” temel ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla 555.000 ABD Dolarına (2006’da bu meblağ 135.000 ABD Doları idi) tekabül eden bir harcama yapmıştır.


Türkiye’ye yapılan iltica başvurularının sayısının arttığı dikkate alındığında, İltica Yasası’nın yeniden gözden geçirilmesi ve yeni bir iltica biriminin ihdas edilmesi önem arzetmektedir. Anılan iki yapısal reform gerçekleştirilene kadar, özellikle Türkiye’nin uluslararası
havalimanlarında ve tutuklama merkezlerinde, herkes için iltica işlemlerine, adli yardıma, bilhassa UNHCR personeline adil, eşit ve sürekli erişimin sağlanması fevkalade önemlidir. Diğer önemli bir görev ise, iltica işlemleri için bekleme süresinin kısaltılması ile sosyal dayanışma vakıflarına havale yöntemlerinde iller arasında mevcut olan farklılıkların ortadan kaldırılmasıdır.


Türk yetkililerin, mülteci statüsünün tespit edilmesi işlemlerine yönelik eğitimlerine devam edilmesine ihtiyaç vardır. Eğitim almış personelin iltica ve göç sistemi içinde kalmalarını garanti altına alacak tedbirlerin alınması elzemdir. STK’ların ve yerel makamların harekete geçirilmesi ve onlarla işbirliği yapılması, sığınmacıların entegrasyonu için anahtar konumdadır. Diğer bir önemli husus ise, mültecilerin kendi kendilerine yeterli olmalarını teminen, altı aylık geçici oturma izni ita etmek için alınan harç ücretlerinin indirilmesidir. 


Vize politikası konusunda herhangi bir gelişme kaydedilmemiştir. Sınırlarda halen, farklı makamların sorumluluğunda olmak üzere, etiket ve damga türü vizeler ita edilmektedir. Ayrıca, havaalanı transit vizeleri henüz uygulamaya konulmamıştır. 2007 yılında 200 personele verilen eğitimi müteakip, sahte belgelerin tespit edilmesinde cüz’i bir artış olmuştur. 2007 yılında, sahte ve tahrif edilmiş 493 belge teşhis edilmiştir. 2006 yılında bu sayı 469’du. AB Vize Listeleri ile uyum konusunda bir gelişme kaydedilmemiştir. Bazı ülkeler AB’nin negatif listesinde olduğu halde, anılan ülkelerin vatandaşları Türkiye’ye vizesiz girebilmektedir. 16 üye ülkenin vatandaşları ise, Türkiye’ye vize ile girmek durumundadırlar.


Dış sınırlar ve Schengen’e ilişkin mevzuata uyum konusunda sınırlı ölçüde ilerleme kaydedilmiştir. Sınır geçiş noktalarının sayısı 116’dan 120’ye yükseltilmiştir. Altı sınır geçiş noktasının modernizasyonu çalışmaları 2008 yılında tamamlanmış olup, diğer beş tanesi ile  ilgili çalışmalar ise devam etmektedir. “AB’nin Dış Sınırlarındaki Kontrollere İlişkin Ortak Bir El Kitabı” adlı çalışmadan 1500 adet örnek basılmış ve sınır görevi ifa eden kurumlara (Genelkurmay Başkanlığı, Polis Teşkilatı, Gümrük Müsteşarlığı, Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı) istifadeleri için dağıtılmıştır. Bahsekonu el kitabı, sınır görevleri icra edilirken, bununla ilgili AB gereksinimlerinin yerine getirilmesi için pratik bir araç olarak kullanılacaktır. Bununla birlikte, sınır görevlileri, Türkiye’nin Ulusal Entegre Sınır Yönetimi Stratejisi veya anılan stratejiyi uygulamaya dönük Eylem Planı hakkında sınırlı bilgi sahibidirler. Entegre Sınır Yönetimine İlişkin Ulusal Eylem Planı’nın uygulanmasına yönelik olarak, çalışmaların sistematikleştirilmesi ve süratlendirilmesi gerekmektedir. Eylem Planı’nın uygulanmasını değerlendirmek üzere kurulan kurumlararası grup yalnızca birkaç kez toplanmıştır. Yeni sınır icra makamının henüz tesis edilememiş olması bağlamında, ortak
risk analizleri geliştirilmesi, bilgi değişiminde bulunulması, tetkik ve eğitim alanında işbirliği yapılması suretiyle, sınırda görev yapan tüm birimler arasında işbirliğinin daha da geliştirilmesi önem arz etmektedir. Polis Akademisi bünyesinde, sınır yönetimi konusunda uzmanlık eğitimi vermekten sorumlu bir birim ihdas edilmiştir. Özellikle dil becerisinin geliştirilmesi hususunda olmak üzere, sınır polisinin eğitimi ve profesyonelliğine özel önem verilmesi gerekmektedir.


AB mevzuatı ile uyumlu olmadıkları için, AB vatandaşlarının ülkeye giriş belgeleri hakkındaki veriler endişe kaynağı teşkil etmektedir. Komşu ülkelerle daha yakın sınır ötesi işbirliği, iyi işleyen bir sınır yönetiminin kilit unsurudur.


Özel hukuk konularında adli işbirliği alanında, Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında yeni bir yasa kabul edilmiştir. 1980 tarihli Çocuk Kaçırma Hakkındaki Lahey Sözleşmesi’ni uygulama kanunu da keza kabul edilmiştir.


Cezai konularda adli işbirliği alanında bir ilerleme kaydedilmemiştir. İşbirliği, uluslararası ve ikili anlaşmalar yoluyla, bunların yokluğunda ise, karşılıklılık ve uluslararası teamül hukuku temelinde sağlanmaktadır. İlerleme bekleyen temel meseleler, özellikle karşılıklı adli
yardım ve suçluların iadesi alanlarındaki ilgili Avrupa Konseyi sözleşmelerinin etkin biçimde uygulanmasına ilişkin olanlardır. Türkiye, Karşılıklı Adli Yardım Hakkında Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nin İkinci Ek Protokolü veya Siber Suçlar Hakkındaki Sözleşme gibi önemli
uluslararası sözleşmeleri imzalamamıştır. Türkiye’nin, Eurojust ile bir işbirliği anlaşması imzalamaya yönelik gerekli adımları atması gerekmektedir.


Polis işbirliği konusunda sınırlı bir ilerleme sağlanmıştır. İcra makamları için uluslararası standartlarla uyumlu bir etik kodu kabul edilmiştir. Türkiye, polis işbirliği alanında birçok ikili anlaşma imzalamıştır. Kişisel bilgilerin korunması alanında bir mevzuatın olmaması ve bağımsız bir denetleme makamının bulunmaması, Europol ile operasyonel bir işbirliği anlaşması yapılmasını engellemektedir (Stratejik bir işbirliği anlaşması 2004 yılından beri yürürlüktedir). Bu durum, uluslararası alanda işbirliğinde de zorluklar yaratmaktadır. Kanun uygulayıcı makamlar ve yargı organları arasında daha yakın işbirliği ve iletişim olması önem taşımaktadır.


Örgütlü suçlarla mücadele alanında bazı ilerlemeler gözlemlenmiştir. Tanıkların güvenliklerini ve kimliklerinin gizliliğini garanti altına alan yeterli hükümlere sahip yeni bir tanık koruma yasası çıkarılmıştır. Bunun, örgütlü suç vakalarında hüküm giydirme şansını arttıracağı beklenmektedir. Kontrollü teslimatı düzenleyen ilke ve işlemlere ilişkin tüzük, jandarma ve polise ilave olarak, sahil koruma ve gümrük idarelerini de kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Siber Suçlar Hakkında Kanun’un kabul edilmesini müteakiben, Telekomünikasyon Kurumu bünyesinde, gözetleme, denetleme ve eşgüdüm vazifelerini yerine getiren bir internet birimi kurulmuş ve bazı uygulama yönetmelikleri kabul edilmiştir. 


Adli tıp alanındaki uzmanlık iyi seviyededir. Bununla birlikte, ulusal parmak izi ve DNA veri bankası kurulması ile uyumlaştırılmış olay yeri inceleme uygulamalarının kabul edilmesi önemli konular olmaya devam etmektedir. Örgütlü suçlara karşı stratejinin, AB’nin en iyi
uygulamaları ile uyumlu şekilde, belirli bir eylem planı çerçevesinde takip edilmesi ve buna uygun olarak uygulanması gereği bir diğer önemli husustur. Özel tahkikat tekniklerinin geliştirilmesine ve buna dair uygun eğitimin verilmesine ihtiyaç vardır.


İnsan ticaretiyle mücadele alanında ilerlemeler sürmüştür. İnsan Ticaretiyle Mücadele Görev Gücü sistematik olarak düzenlenmiş ve yerel idareleri kapsayacak şekilde genişletilmiştir. İstatistik toplama standardı tesis edilmiştir. 2007 yılında 308 insan kaçakçısı yakalanmıştır. Eylül 2008 itibarıyla ise, 212 insan kaçakçısı yakalanmıştır. Ücretsiz acil yardım hattı ve insan kaçakçılığı mağdurları için kurulmuş iki merkez hizmet vermeye devam etmektedir. 157 numaralı yardım hattının iyileştirilmesi için ilave çalışmalar yapılmıştır. Eylül 2008’e kadar, 61’i geldikleri ülkelere gönüllü olarak geri dönen ve altısı geri dönme işlemleri tamamlanana kadar yukarıda sözü edilen merkezlerde kalan mağdurlar olmak üzere, 98 mağdur teşhis edilmiştir. Tanık Koruma Kanunu yürürlüğe girmiştir. Anılan Kanun, failler aleyhine tanıklık etmeyi kabul eden insan ticareti mağdurlarının kimliklerini korumakta ve onları tanık koruma programına dahil etme yolunu açmaktadır. Ceza Yasası’na yapılan ve insan ticareti için daha ağır cezalara hükmeden son değişikliklerin uygulanmasına ilişkin olarak halihazırda mahkeme emsal kararları bulunmaktadır. Ortak operasyonlar ve eğitim faaliyetleri yardımıyla kurumlararası işbirliği daha da geliştirilebilir. Türkiye’nin İnsan Ticaretine Karşı Eylem Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesini imzalaması önem taşımaktadır. Ücretsiz acil yardım hattı ve mağdur merkezleri için sürekli finansman sağlanmasına yönelik çözümlerin bulunması elzemdir.


(Bkz. Kara para aklama ile mücadele için 4. Fasıl)


Terörizmle mücadele alanında, Terörle Mücadele Yüksek Kurulu temel makam olmaya devam etmektedir. Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun’un kabul edilmesini takiben, terörizmin finansmanı ile bağlantılı şüpheli işlemlerin Mali Suçları Araştırma Kurulu’na (MASAK) bildirilmesini zorunlu kılan uygulama yasaları çıkarılmıştır. MASAK bünyesinde terörizmin finansmanı ile mücadele etmek amacıyla özel bir birim ihdas edilmiştir. MASAK 2007 yılında terörizmin finansmanı ile bağlantılı şüpheli işlemlere ilişkin 144 bildirim almıştır. Bu sayı 2006 yılında sekizdi. Türkiye, Nükleer Terörizmin Önlenmesine Dair Uluslararası Sözleşme’yi ve Terörizmin Önlenmesine Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ni onaylamamıştır. Mali Eylem Görev Gücü’nün (FATF), terörizmin finansmanı, özellikle de teröristlere ait malvarlıklarının dondurulması ve el konulması konusundaki dokuz tavsiye kararına uyulması gerekmektedir.


Uyuşturucuyla mücadele konusunda bir miktar ilerleme kaydedilmiştir. AB Uyuşturucu Stratejisi ve AB Uyuşturucu Eylem Planı 2005-2012 ile uyumlu bir Ulusal Strateji’nin kabul edilmesini takiben, bir Eylem Planı (2007-2009) yürürlüğe konmuştur. Reitox ulusal odak
noktası Eylem Planı’nın koordinatörü olup, uygulamayı izlemek amacıyla üç ayda bir koordinasyon kurulu toplantılarına başkanlık etmektedir. Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi’ne (EMCDDA) Türkiye’nin katılımına dair anlaşma imzalanmıştır. Anlaşmanın gecikmeksizin uygulamaya konulabilmesi için Türkiye’nin anlaşmanın onaylanmasını teminen gerekli adımları atması büyük önem arzetmektedir. Uyuşturucu bağımlılığıyla bağlantılı sorunların incelenmesi ve sözkonusu maddelerin arzının azaltılması maksadıyla bir Meclis Komisyonu kurulmuştur. Türk polisi tarafından önemli miktarda uyuşturucu madde ele geçirilmesi ile sonuçlanan başarılı operasyonlar gerçekleştirilmiştir. Kontrollü teslimat konusunda ortak eylemler yapılmıştır. Bununla birlikte, Ulusal Uyuşturucu Merkezi’nin yetkisi sınırlı, insan kaynakları zayıftır. Ayrıca, halen özerk bir bütçesi yoktur. Kurumlararası işbirliğinin güçlendirilmesi, bir tedavi ve
rehabilitasyon merkezleri ağı oluşturulması ve Türkiye’deki veri toplama sisteminin geliştirilmesi marifetiyle uyuşturucu madde arzı ve talebinin azaltılmasına yönelik daha dengeli bir yaklaşımın geliştirilmesi gerekmektedir. Türkiye’nin önemli bir geçiş ülkesi olması nedeniyle, uyuşturucu meselesi ciddi bir sorun olmaya devam etmektedir. 


Gümrük işbirliği alanında bir miktar ilerleme sağlanmıştır. Tarama sistemlerinin güçlendirilmesiyle, Gümrük Müsteşarlığı’nın idari ve operasyonel kapasitesi geliştirilmiştir. İlgili uygulama mevzuatı, polis, jandarma ve sahil koruma makamlarına ilaveten, gümrük idaresini de kontrollü teslimat uygulaması konusunda yetkilendirecek şekilde tadil edilmiştir. 


Bununla birlikte, birimlerarası işbirliği ve Gümrük Müsteşarlığı içindeki risk yönetimi uygulamaları konusunda daha fazla çalışma yapılması önem arzetmektedir. Kişisel bilgilerin korunması hususunda bir mevzuatın olmaması ve bağımsız bir denetleme makamının bulunmaması, bölgesel ve uluslararası seviyede işbirliği açısından sorun teşkil etmeye devam devam etmektedir.


Sonuç


Bütüne bakıldığında, özellikle uyuşturucu kaçakçılığı ve insan ticaretinin önlenmesi alanlarında olmak üzere, bir miktar ilerleme kaydedildiğini belirtmek mümkündür. Bu fasıla ilişkin olarak mevzuatla uyum başlamıştır, ancak vize politikası ve cezai konularda adli 
işbirliği gibi alanlarda uzun vadeli çalışmaların yapılması gerekmektedir. Aynı durum, ciddi bir mesele olmaya devam eden örgütlü suçlarla mücadele alanında da geçerlidir. İltica ve göç konularının yönetimine ilişkin kapasitenin iyileştirilmesine ihtiyaç vardır. Entegre Sınır
Yönetimi Hakkındaki Ulusal Eylem Planı’nın uygulanmasına ilişkin çalışmaların hızlandırılması gereklidir. Avrupa Topluluğu ile Türkiye arasındaki Geri Kabul Anlaşması müzakerelerinin yeniden başlatılmasına ihtiyaç vardır.



Hukuki metinler.jpg
Hukuki Metinler

Ulusal Mevzuat · Uluslararası Sözleşmeler ve ilgili mevzuat · AİHM Kararları · BMMYK Kılavuz İlkeleri · BMMYK EXCOM Kararları · Türkiye İlerleme Raporları · BM İnsan Hakları Kitapçıkları · Geri Kabul Anlaşmaları · TBMM Genel Kurul Tutanakları · TBMM Soru Önergeleri